Kimi insanlar İslâm'a söz gelmesin diye İslâm ile demokrasiyi aynılaştırmaya çabalamakta, bunların birbirleriyle bağdaştığını iddia etmektedirler. Bu yüzden de demokrasiyi; bir mekanizma, bir teknik, bir siyasi otoritenin ve iktidarın elde edilişini ve kullanılışını sağlayan bir araç olarak ele alırlar. Bunların karşılığı olarak da hilafeti, imameti, bey'atı ve şurayı öne çıkarıp kullanarak bunların demokrasi ile bağdaştığını savunurlar. Halbuki demokrasinin bir üzerine oturduğu zihniyet, bir de bunu yürüten mekanizma, yani pratiği vardır. Demokrasinin oturduğu zihniyette, felsefi temelde beşerin Yaratan'a denkliği, üstünlüğü veya bağımsızlığı vardır. Burada insan Allah'tan bağımsızdır. Demokrasinin esası budur ve bunun İslâm ile katiyetle bağdaşmayacağı kanaatindeyim. Eğer bu noktada anlaşıyorsak, bütünüyle (felsefesi ve tekniği ile) demokrasi Müslümanların siyasi sistemi olamaz. Ancak demokratik mekanizma, İslâm ve siyaset teorisinin ilkeleri doğrultusunda -daha iyisini buluncaya kadar- kullanılabilir.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/HayrettinKaraman/islam-demokrasi-ve-medine-vesikasi/53922































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.