• İstanbul 20 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 17 °C
  • Sakarya 20 °C
  • Şanlıurfa 23 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 22 °C
  • Bolu 18 °C
  • Bursa 20 °C

Her şey aslına rüc’û eder

M. Ali ABAKAY


Okur, arı misali her konduğu çiçekten özü almalıdır. 
 

Ey Can-35

 

Ey Can!.. Bir gün aşağıdaki satırları bana hatırlatacaksın, biliyorum. Bilmekteyim, “Şunları yazmıştınız” diyeceksiniz. Beni tenkid edeceksin, ismim gibi bilmekteyim. Bilirsiniz ki herkes, kendince bir şeyler bilir.

Ey Can!.. Bildiğim ne varsa saklamadım, açıkça. Kalemimin yazdığı, dilimin döndüğü kadar açıkladım.

Ey Can!.. Kalabalıklar karşısında daima bir başkası olmak istedim. Kendim görünmeyi, nefsimi yüceltme babından uygun görmedim.

Ey Can!.. Yazdıklarımı okuyanların beni bilmesini açıkça istemedim. Onların kendince sualleri ne ise cevapları sana yazdıklarımın içindedir.

Ey Can!.. Beklentim sendedir, seninledir hayallerimin gerçekleşmesi. Bilmektesin ki her şey aslına rüc’û eder, zaman geçince.

Ey Can!.. İnsanoğluyuz, beşeriz, elbette bizim de sabrımızın bir ölçüsü vardır. Yazdıklarımıza bakanlara bazen şaşmaktayım, açıkçası. Karşılarında bunlar, dünyayı bekleyen bir kurtarıcı bekler gibi tanışmak isterler.

Geçen gün davet edildiğim bir yere sessizce gittim. Yanımda kimseler yoktu. Allah’ın selamını verdim ve ayak dibi sayılacak bir yer… Beklemelerine değmiş, doğrusu. Yarım saat sonra gelecek misafirin neden  gelmediği soruldu, oturanlarca.

Önümde çay; sıcaklığı ellerimi ısıtıyor, üzerinde tüten buğu. Çayımı içmeye çalışıyorum, bu arada. Beş-altı genç, sabırsızca bekliyor, gelecek misafiri.

Kendilerine kimi beklediklerini sormadım, açıkçası. Laf lafı açtı, kültür-sanat ve edebiyat alanında konuşuyorlardı. Sezai Karakoç,’tan dem vuruyorlardı. En çok beğendikleri Mona Rossa Şiiri’ymiş. Diriliş fikrinden haberleri olup olmadığını sual ettim, gayr-ı ihtiyarî. Cıkkk!.. sesiyle karşılaştım, bekliyordum, açıkçası. Diriliş’i dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım, kendilerine.

Merak eden gençlere Sezai Karakoç’un hemşehrisi olduğumu söyledim. Dikkatler, biraz derlendi, toparlandı, bu esnada. Madem o kadar konuşuyorum, bir saati buldu gelmesi beklenen misafirin.

Gençlerden biri, durumdan hoşnuttu, açıkçası.” Ey Sevgili” Şiirini mıırşldandı yavaşçacık, usulünce. Söz sukuta erdi, nefesleri tutmanın zamanı.

Gençlere yöneldim, kendilerine teşekkür ettim. Güzel bir sohbet olduğunu belirttim, açıkça. Kendilerini beklediğimi, bu tür sanat, edebiyat alanında buluşmalarının ileride daha derli ve toplu olmaya ihtiyaç duyulduğunu ifade ettim. Amaçlarının dergi çıkarmak olduğunu söylediler.   Her yerde karşılaşılan ve kendisini ispat babında gençlik hissiyatı.

Gençlerle tanışma faslına geçtik, ayrılmadan önce. Edebiyat’ta, Tarih’te okuyorlarmış. Kendimi takdim, en sona kaldı.

Bekledikleri misafirin kendileri gibi giyindiğini, çay içtiğini, onlardan biri olduğunu görünce bir tuhaflaştılar, açıkçası. Demek, yazılarını okudukları kişi de kendileri gibi bir insanmış. Etrafında onu koruyan adamlar yokmuş. Hatta minibüse binip gelmiş, çay bahçesine. Hem de üzerindeki elbiseler öyle markalı değil, sıradan yerlerden alınma.

Gençleri hayal kırıklığına uğratmamayı çok isterdi, beklenen misafir. Tam zamanında gittiği mekâna, sadece selam vermiş ve oturmuştu.

Kimse bir şey sormamış, kuru bir merhaba ile yetinilmişti. İyi de oldu, misafirin bu şekilde karşılanışı. Sonrasında değer verdiğim diğer dostlar geldi, etrafımıza. Muhabbet kalkma zamanını tehir etti.

Gençlerin gözlerinde büyüttüğü isimlerle tanışması ve dev aynasında gördüklerini karşılarında bulduktan sonraki halleri oldukça farklı.

Kendilerine Doğudan Geldim’i soruyorum. Uzun zaman önce yazdığım şiiri kısmen ezberleyen varmış, içlerinde. Daima yazdığım bir edebiyat sitesinde yazan gençlerden biri, kitabını istiyor şiirimizin. “Yok, basılmadı” diyorum, kendilerine.

Kalkmanın zamanı oldukça gecikince, tekrar görüşmek üzere hareketleniyoruz. Gençlerin ne yapacağı belli olmuyor:

-Yazarlar, neden sosyal gerçeklikleri realite olarak kabul etmiyor, entellektuel bazda ülkenin içindeki bunalımlara çözüm getirmiyor?

Bu soruyu ha bana sormuş ha top peşinde koşan ya da eline mikrofonu aldı mı binlerce insanı coşturan popçuya… Kendisine, yazdıklarımızdan bir bölüm ikrâm ediyorum: Ey Can Yazıları

Ey Can Yazıları’ndan habersiz gencin, muhatabına karşı bir itirazı olmuyor. O, gündelik hayatın içinde, kendisi gibi yaşayan muhatabını, puplarda elinde purosu ve bira bardağı ile memleket meselelerine çözüm getirenlerle karşılaştırmasının absurd bir durum olduğunu söylemeye çalışıyorum.

Yazanların hayatının öyle maddî zenginlikten uzak olduğunu, bazı günlerinde kilometrelerce yolda tabanvay ile mesafeyi azalttıklarını, aşsız geçen gecelere ortak olarak kâğıdı ve kalemi bildiklerini söylüyorum. Söz Sezai Karakoç’tan açılmışken hayatından kesitleri sunmaya çalışıyorum. Orhan Kemal’i anlatıyorum, kendilerine. Genç Kemal Tahir’i merak ediyor. ATÜT’ü kısaca izah ediyorum. Cahit Sıtkı’ya zaman yetmiyor.

Ey Can!.. Çok okumamız gerekmektedir. Okumanın beraberinde farklı yazarlarla şairlerle tanışmak gerekir. Okur, arı misali her konduğu çiçekten özü almalıdır.

Ey Can!.. Gençler, yazanların her bilgisine sahip olmak istiyor, bu devirde. Kendilerine dizinin dibinde oturduğum,   on seneye yakın gidip geldiğim bir zatı anlatıyorum. Kendisinden aldığım bilginin yanında tuttuğum notların sadece kırk-elli sayfa olduğunu belirtiyorum. Bilgiye ulaşmak sabır ister, araştırmak ister, metanet şart. Heyecana kapılan gençleri bu yönüyle anlamak oldukça zor.

Ey Can!.. Tekrar görüşmek isterdim. İsteriz ki ömrümüz el versin, tekrar görüşmeye; dünyada kalmış ekmeğimiz, suyumuz, nefesimiz olursa…  Muhabbet ve esenlik, elbette istediğimizdir. Emin olduğumuz hayatın kapısını aralayacaksa yazdıklarımız, devamını seninle sağlarız, yaşarsak.  Afiyette kal!..

06.11.2012

Bu yazı toplam 1164 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim