Yıl 2003!.. Dünya Atletizm Şampiyonası için Paris'teyiz. Bir araba kiraladım. Benim otel Paris'in bir ucunda, Stade de France öbür ucunda.. Bir de gündüzler boş... Paris'i yaşamak lazım.. Arabayla harika olur.. Dünyanın en iyi seyahat arkadaşıKorcan Karar kullanıyor arabayı.. Ama Türk gibi kullanıyor işte..
"Oğlum burası Paris.. Adamın gözünün yaşına bakmazlar.. Dikkat et" diyorum ama ne fayda..
Bir gece, trafik ışığı sarıdan kırmızıya dönerken gaza bastı ve kavşağın tam karşısında siper almış polisin kucağına düştük. "Kenara al" işareti yaptı. Aldık tabii..
"Kırmızıda geçtiniz" dedi.. Korcan mırın kırın bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Polis birden yumuşadı.. "Hadi gidin. Bir daha dikkatli olun" dedi.. Ben "Lütfen cezasını kesin" diye araya girdim. Ödesin de ders alsın istiyorum. Fransız polisi, boynumuzda asılı duran akreditasyon kartlarını işaret etti.
"Ben Süreyya Ayhan'ın vatandaşına ceza kesmem.."
Daha kadınlar 1500 metre koşulmamış ama Fransız Trafik Polisi Süreyya Ayhan'ı tanıyor, iyi mi?.
Polisin atletizm bilgisi ayrı ama Süreyya da efsane o yıl.. 1500 metrede harikalar yaratıyor.. Doğu Alman doping mucizelerini yaratan hocalar, Doğu Almanya bitince Çin'e göçmüşlerdi 1900'lü yılların sonlarında.. Çinli atletleri foyaları meydana çıkana dek, ortalığı işgal etmişlerdi.
Yazının devamı için: http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/uluc/2014/05/27/nuri-bilge-ceylanla-gurur-duymak































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.