• İstanbul 15 °C
  • Ankara 21 °C

Hüseyin Akın: Ben Olsam

Hüseyin Akın: Ben Olsam
Okullara ve kütüphanelere yazarların adlarının verilmesi takdir edilecek bir şey. Yazara saygı ve kıymet verme gibi görünse de yazıya ve kitaba hürmetin bir göstergesi bu.

Okullar bilim ve kültür yuvaları olduğuna göre şirket, patron ve işletmeci isimlerinin yerine bilim insanları, sanatçılar ve edebiyatçıların isimlerinin buralarda yaşatılması daha uygun olur. Yakın zamanda Ankara’da bir lisemize Prof. Dr. Nazif Gürdoğan’ın isminin verilmesi gayet yerinde olmuştur. Okullara maddi katkı sağlayan hayırsever iş insanlarının isimleri pekâlâ laboratuvarlara ve spor salonlarına verilebilir. Edebiyat, sanat ve bilim insanlarının isimleri viyadüklere, çıkmaz sokaklara değil, okullara verilmeli. Hem de onlar hayatta ve yaşıyorlar iken yapılmalı bu. Öldükten sonra marifetin ödüllendirilmesi de kıymetlidir, fakat kişi yaşarken taltif edilirse bu aynı zamanda geriden gelenlere de bir teşvik sayılır.

Ben olsam şair Mürsel Sönmez’in adını Kadıköy’de bir liseye verirdim. Kadıköy Şair Mürsel Sönmez Şiir Lisesi pek de güzel yakışırdı. Muğla Milas’ta bir Güzel Sanatlar Lisesi’ne isim arandığını söyleseler Milas Şair Şeref Bilsel Güzel Sanatlar Lisesi olsun derdim. Sarıyer Şair Mustafa Ruhi Şirin Çocuk Enstitüsü hiç fena olmazdı. Bana sorsalar, il ve ilçelerdeki öğretmenevlerine evi olmayan öğretmenlerin isimlerini verirdim. Şehremini Şair Cafer Turaç Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, Eskişehir Şair Hüseyin Atlansoy İmam Hatip Lisesi, Çengelköy Ayşe Sevim Kız Sanat Okulu, İzmit Zeynep Arkan Okulöncesi Eğitim Müdürlüğü, Suadiye Lale Müldür Anadolu Lisesi, Çekmeköy Şair İsmail Karakurt Çok Programlı Lisesi, İzmir Buca Şair Osman Konuk Sosyal Bilimler Lisesi… ve daha niceleri. Şair Nurettin Durman’ı söylemedin diyenler şunu bilsin isterim ki; o zaten başlı başına bir okuldur.

Rahmetlik olan şair ve yazarlarımızın isimlerinin yol, köprü, hemzemin geçit ve okullarda, ürünlerinin ise kitaplarda yaşatılması alttan alta bir insanın şayet değer görmek istiyorsa ölmeyi beklemesi gerektiği gibi bir anlayışı da beslemiştir. Yaşayan bir yazarın, şairin ders kitaplarında ne işi olabilir(?) Bir yazar hem yaşasın hem ders kitaplarına girsin ya da okulun birine adı verilsin, bu yakın zamana kadar hiç örneğine rastlanmayan bir şeydi. Neyse ki az da olsa günümüzde bu ölüm çemberi kırılarak yaşayanların da ürünleriyle görünürlükleri sağlanmış oldu. 

Devamı: https://www.milligazete.com.tr/makale/12290741/huseyin-akin/ben-olsam

Bu haber toplam 353 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim