Nevzat Yalçıntaş hocamızın adını ilk duyduğum günden bu yana vefatına kadar takip etmiş ve milletimiz adına zor zamanların güçlü karakteri olarak hep güven duymuşumdur.
Birinci Milli Cephe Hükümeti devrinde TRT’ye genel müdür olduğunda, “İslam” kelimesinin dahi zikredilmediği, solun tümüyle hâkim olduğu TRT’de, hakkında çıkarılan ve büyük şaşkınlıkla karşılanan ilk haber; “Namaz kılıyor olmasıydı”. “Genel müdür namaz mı kılarmış” idi.
Nevzat hocamız tüm dünyada, ülkemizin siyaset üstü gönüllü itibar elçisiydi ve daima inandığı şekilde hareket ederek, milli birliğimizi güçlendirmek adına mücadele etmekteydi.
Aile hayatı başta olmak üzere ömrünü, millet-devlet birliği adına armağan etmiş bir mücadele insanıydı.
3 Kasım 2002 seçiminde Ak Parti İstanbul Milletvekili olarak TBMM’ye girdiği günlerin birinde ziyaret ettiğimde, hemşerilik bağımızı da vurgulayarak;
- “İstanbul’daki iki Ankaralı, gel bakalım memleket ve millet sevdamız adına yapacaklarımızı planlayalım” demişti.
Bir gönül insanıydı. Eğer konuşulan ve tartışılan meseleler vatan-millet-devlet-din merkezli ise tavizsiz şekilde hakkı, hakikati savunur muhataplarını ikna ederdi.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.