‘Huzursuz Rabıta’, koltuğuna birden çok karpuz sığdırmaya çalışan şair, sendikacı, eğitimci Yunus Emre Altuntaş’ın ilk kitabının adı. Yunus Emre Altuntaş, sadece şiir vadisinde at koşturmuyor, aynı zamanda çeşitli dergilerin yönetiminde yer alarak edebiyatımızda sahih bir anlayışın yeşermesi için çabalıyor; bunun yanında şehirlerin ruhlarını tanımaya ve tanıtmaya çalışıyor, Bursa’nın dünya çapında bilgesi Safiyüddin Erhan Bey'in mimariye, kültüre ve tasavvufa dair birikimlerinin kayda geçmesi için onunla mülakatlar yapıp bunları ilgilisinin merakına sunuyor dergi sayfalarında. Kısacası, toprağımızda benzerleri elbette bulunan ve mutlaka bulunması gereken cevval bir kültür edebiyat adamı Yunus Emre Altuntaş.
‘Huzursuz Rabıta’, ilginç bir isimlendirme, fark edildiği üzre. Tasavvuf kültürüne aşina olanlar
bilir ki rabıta, huzur bulmak için bir huzura dolaylı yoldan varmanın adıdır. Bir başka deyişle huzur, rabıtanın mütemmim cüzüdür. Biri diğerini gerektirmekte, biri yoksa diğeri de yok olmaktadır aslında. Ama şaire baktığımızda, onun bir huzursuzluk içinde dönendiğini ve belki de bunu en çok rabıta halindeyken hissettiğini görüyoruz.Nedir şairin huzursuzluğu?
Şimdi sormak gerek: Neyin huzursuzluğudur bu? Bu soruya herkesin kendince vereceği yanıtlar vardır kuşkusuz. Üstelik bu yanıtlar haklı olabileceği gibi, kendisine yeterince de taraftar bulabilir. Ama bunların tümü özneldir ve bir bakış açısıyla ilişkilidir elbette. Bize şairin bakışını veren onun şiirleri olduğuna göre, bu huzursuzluğun ayak izlerini onun şiirlerinde aramalı.
Devamı: http://www.dunyabizim.com/Manset/22292/huzursuz-bir-sair-agizdan-mirildanmalar.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.