Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır seyahati sürerken, biz de İznik ve Bilecik'e doğru yola çıkıyoruz. Buralar mühim.
'Beş mevsimli' İznik'e varır varmaz, ilk işimiz, ibadete açılan Ayasofya Camii'ne selam vermek oluyor. Duamız belli: 'Darısı İstanbul Ayasofya'nın başına.' Orhan Gazi İznik'i alınca, fetih hatırası olarak, burayı camiye çeviriyor. (1331) Sonrasında, Kanuni döneminde, Mimar Sinan tarafından ciddi bir yenilenmeye tabi tutuluyor.
Sırada sur kapıları var. Dört ana kapının üçünü geziyoruz. Lefke, Yenişehir ve İstanbul kapıları. Bizi en çok etkileyen ise İstanbul Kapısı oluyor. Devşirme malzemeler, özellikle dikkatimizi çekiyor. Ayrıca, bu kapı, tarihi İpek Yolu'na açılıyor.
Ve İznik'in sembolü olan Yeşil Cami'deyiz. Mimarı Hacı Musa olan bu cami, Osmanlı mimarisinin en eski çinili yapısıdır. Caminin yapımına 1378 yılında Çandarlı Halil Hayrettin Paşa başlıyor. Baba ölünce, sancağı oğlu Ali Paşa devralıp 1391 yılında caminin inşaatını tamamlıyor.
Yazının devamı : http://yenisafak.com.tr/yazarlar/Ibrahim_Tenekeci/iznik-seyahatimiz/41532































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.