Önümüzde iki yol var, ya tüm beşerî kurtarıcılar gibi ‘ilaççılardan da kurtulmak, yahut da teslim olmak. Hangisini tercih ederdiniz?
İnsanlığın hayatını karartmanın en sarsıcı adımlarından biri olan; DNA’yı çözen, hücreyi değiştiren rekombinant DNA teknolojisinin ardından gelecek olan nano-teknoloji ile birlikte ilaç sektörü yeni kurtarıcısı moleküle yönelir. Belki henüz yolun başındalar, lakin sürecin birkaç on yıl daha sürmesi durumunda bu ve yeni şer teknolojiler sayesinde insanlığı bütünüyle avuçlarının içine alacaklar.
Bu yazı 11 Mayıs 2020 tarihinde, Gerçek Hayat dergisinin 1020. sayısında yayınlanmıştır.
[Bayer 1845’de bir boya şirketi olarak kurulur. Bayer’de kimyager olarak çalışan Felix Hoffmann, babasının artrit ağrısını hafifletmek için kadim tıp kitaplarını okur.]
Bayer 1845’de bir boya şirketi olarak kurulur. Bayer’de kimyager olarak çalışan Felix Hoffmann, babasının artrit ağrısını hafifletmek için kadim tıp kitaplarını okur.
Başlığımız bir ironi ihtiva etmez, aksine gerçeğin ta kendisidir. Şöyle ki, bugünkü ilaç endüstrisi yahut ilaç furyası, istila savaşına 1930’larda sülfanomitlerin -bilinen ifadesiyle antibiyotiklerin- ortaya çıkarılmasıyla başlar. Ardından gelen penisilin, savaş endüstrisinin en güçlü silahı olur. Hitler ve ekibinin bu işte etkisi akıldan çıkarılmamalıdır.
1900’ün başında dünyada ilaç firması adıyla sadece Bayer ve Hoechst mevcuttu. 2. Cihan Harbi ile ortaya çıkan durum en çok bu sektörün işine yarar ve Ciba Geigy, Eli Llly, Glaxo, Roche, Pfizer ve Sandoz (Novartis) gibi firmalar eklenir.
Devamı: https://www.gzt.com/gercek-hayat/ilac-savas-ve-suc-urunudur-3534908






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.