• İstanbul 13 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 6 °C
  • Sakarya 9 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 8 °C
  • Bursa 11 °C

İnsan manevi tekâmül içinde günlerini geçirmeli

İnsan manevi tekâmül içinde günlerini geçirmeli
Mahmud Erol Kılıç'ın 'Hayatın Satır Araları' adlı kitabı, modern zamanda kendini arayan insana kendini bulması için bir başlangıç kılavuzu niteliğinde. Yağız Gönüler yazdı.

"Ben benliğimden geçtim gözüm hicabın açtım/ Dost vaslına eriştim günahım yağma olsun" (Yunus Emre)

"Bırak şu maddeyi, boğ şu ölçü dehanı, doy şu fizik ve matematik tecessüsüne, kov şu kemiyet fikrini, dal kendi içine, koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev, bil, an, gör, kendi içinde gör Allah'ını. Kendine dön, kendine bak, kendine gel..." (Peyami Safa)

İlk insandan bu yana insan hep bir arayış içindedir. Fakat neyi nerede aradığının o bile farkında değildir. Bir türlü farkına varamadığı için de işte aralarında beş asır bulunan iki ismin sözleriyle açılışı yaptım. Yunus Emre, benliğini geçerek gözünün hicabını (perdesini) açıyor, dosta ulaşıyor. Artık günahları umurunda bile olmuyor O'na erişince. Peyami Safa, sanki Yunus Emre hiçbir şey dememiş gibi adeta modern zamanın modern insanına bir kez daha aynı şeyi, daha sert bir üslupla söylüyor. Kendine gelmen için kendine dönmen, kendini bulman gerek diyor. Kendimizden kasıt "O" değil midir? "Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu" sözü, sadece nefsini bilenlerin Rabbini bileceğini en açık şekilde belirtiyor. Şeyh Gâlib de bu sözün üzerinden asırlar geçince dayanamıyor, "Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen" diyor. Kendine iyi bak çünkü alemin özü sensin. Devamında da "merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen", yani varlığın gözünün bebeği olan âdemsin sen. İşte Mahmud Erol Kılıç'ın "Hayatın Satır Araları" adlı kitabı, modern zamanda kendini arayan insana kendini bulması için bir başlangıç kılavuzu niteliğinde.

Bu kitabıyla biz modern insanlara sesleniyor, modern kölelere...

Modern kelimesi hayatımıza öyle bir girmiştir ki, yaşayışımızdan düşüncemize, edebiyatımızdan müziğimize kadar her şeyi baştan aşağı etkilemiştir. Yoksa yerle bir etmiştir mi demeliyiz? Artık üç notanın birbirini sürekli tekrar etmesine müzik diyoruz, kişisel gelişim kitapları okuyup şahsımızı yerli yerine oturtacağımızı zannediyoruz, akşam ne yiyeceğimizden sabah ne giyeceğimize kadar beynimizi gelip geçmekte olan hayatın boş meseleleriyle dolduruyoruz. Sabah susmuyor, akşam konuşmuyoruz. Aşk ve ölümü yalnızca özel günlerde, olağanüstü gelişmelerde, flaş haberlerde yahut sarsıcı olaylarda hatırlıyoruz. Arabalarımızın jantları, evlerimizin dış cephe kaplamaları, ayakkabılarımızın tabanları ve akıllı telefonumuzun güncellemeleri her şeyden daha önemli.

Dikkat edilirse görülecektir, kendimizden başka her şeye değer veriyoruz. Değeri kendimizden uzaklaştırdıkça hayat bizim için paha biçilmez oluyor. Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, bu kitabıyla biz modern insanlara sesleniyor, modern kölelere. "Okuyup geçtiğin hayatın satır aralarında gör bak neler saklı!" diyor. Demekle de kalmıyor, avaz avaz bağırıyor. Bu aslında bir yoldaş olmak isteği, derde deva bulmak isteği. İnsana manasını hatırlatma yolunda tasavvufa dayalı bir kitap Hayatın Satır Araları.

Anadolu'daki farklılıklar 'bütün'de yer bulabiliyor

Üç bölüme ayrılan kitabın ilk bölümü "Kendini Bulmak" adında. Kaybolan denge ve çağdaş insan, değerler erozyonu, insanın öğrenci hâli, insanın kendine yolculuğu, tasavvufî düşüncenin imkânları, sufî dili, aşk: kâğıda yazıl(a)mayan, musiki yanımız, dostluğun metafiziği, yitik kimlik olarak derviş, anlam katmanları, "İki Anneden Süt Emdik" bu bölümün makalelerini oluşturuyor. Bu bölümün özeti İbn Arabî üstadın "Var oluşun yok oluşundadır", Aziz Mahmud Hüdayî hazretlerinin "Hoştur bana Senden gelen / ya gonca gül yahut diken" ve Niyazî-i Mısrî hazretlerinin "Lütf-u kahrı şey-i vahid bilmeyen çekti azap / ol azaptan kurtulup sultan olan anlar bizi" sözleridir.

İkinci bölüm "Modern Zamanlar" adında. Bir hayat tarzı olarak moda, televizyon (ve sinema) ne yapmak istiyor, bizim aile, doğum ve ölüm arasında, Kerbela, ah..., nevruzu karşılamak, kurbanın hatırlattığı, İslam peygamberi olarak Hz. İsa ve Arap Baharı'nın gösterdiği başlıklı konular bu bölümün makaleleri. Mahmud Erol Kılıç ayetleri ve hadisleri zihinlerden hiç çıkarmadan gerçekleşecek bir yaşayış içinde şunları söylüyor: "Her gün yeni bir gündür, dolayısıyla yeni şeyler söylemeli. İnsanın iki günü eşit olmamalı, manevi bir tekâmül içinde günler geçirmeli. Doğanın yeni elbiselerle görünmesi gibi insan da diri ve taze bir kalple hayata gitmeli."

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/21973/insan-manevi-tekmul-icinde-gunlerini-gecirmeli.html

Bu haber toplam 1212 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim