• İstanbul 20 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 25 °C
  • Konya 20 °C
  • Sakarya 21 °C
  • Şanlıurfa 26 °C
  • Trabzon 19 °C
  • Gaziantep 25 °C
  • Bolu 19 °C
  • Bursa 21 °C

İsmail Kıllıoğlu'ndan: Filistin’e Bakmak

İsmail Kıllıoğlu'ndan: Filistin’e Bakmak
Filistin, özelde Gazze’de, geçen yıllarda yaşanan katliamların, şiddet derecesi farklılık göstermekle birlikte, genel olarak İsrail merkezli değerlendirmeye konu olduğuna bir kez daha tanık olunmaktadır.

ismail_killiogluhdFilistin, özelde Gazze’de, geçen yıllarda yaşanan katliamların, şiddet derecesi farklılık göstermekle birlikte, genel olarak İsrail merkezli değerlendirmeye konu olduğuna bir kez daha tanık olunmaktadır. Aslında bu yaklaşımın Filistin sorununu ikinci plana itip itmediği üzerinde durulmamaktadır. Çünkü İsrail, katliamına, zulmüne, vahşete varan uygulamalarına rağmen, gündemin ilk sırasına oturmakta ve dünya kamuoyu kaçınılmaz olarak, İsrail’in bakış açısı ve varlığına göre belli bir tavır almakta, değerlendirmelerini de bu düzlemde yapmaktadırlar. Nitekim son Gazze saldırılarına karşı, İsrail’in varlığı ve yaklaşımı esas alındığı için başta Amerika olmak üzere, Almanya açıkça kendini koruma gerekçesine dayanarak meşruiyet değerlendirmesinde bulunmuşlardır. Diğer Avrupa devletleri esasta karşı olmayıp sadece orantısız güç kullanımına dikkat çekmişlerdir. Sonuçta onlar da İsrail’in kendini koruma gerekçesine onay vermiş sayılmaktadırlar. Açıktır ki, İsrail’in esasa matuf olmayan, sadece uygulama şekline yönelik bu tür eleştirilere ve tepkilere karşı bağışıklık içinde olageldiği bilinmektedir. Üstelik bu açıdan İsrail, en azından psikolojik üstünlük sağladığını, adeta kendi içinde bir bütünlük sergilediğini bilmenin ötesinde istemektedir. Bu, özellikle İsrail dışındaki bağlılarının ve destekçilerinin “moral” bir tatmin ihtiyaçlarını karşılamaktadır, denebilir. Kaldı ki İsrail, olumsuz bir imaj konusu edilse bile, bu saldırılar ile kendi içinde birtakım imkanları devreye sokma, bir anlamda toplumsal dayanışma sağlama gibi fırsatlara kavuşmaktadır, denebilir. Sözgelimi bu saldırılar İsrail dışında yardımların artmasına ve büyümesine ne ölçüde katkı sağlamaktadır? Düşünülmesi gereken önemli bir mesele olmalıdır bu.

Bir defa İsrail’den ve onun dayandığı “paradigma” olan Siyonizm’den önce Filistin coğrafyası ve bu coğrafyada, tarihin derinliklerinden gelen Filistin halkı vardır. Temel ve öncelikli sorun Filistin ve Filistin halkıdır. 66 yıl önce İsrail adıyla ortaya çıkan ve aslında terör örgütlenmesinin bir tezahürü olan Siyonizm, Filistin ve Filistin halkının varlığına kasteden bir hareket olarak belirmiştir. Meşru olanın gayri meşru olan, tarihi olanın tarihdışı olan tarafından geri plana atılması demektir bu.

Filistin ve Filistin halkı esas alındığında, Yahudi olanların değil, Siyonist nitelikli İsrail’in ikincil planda ama meşruiyeti kuşkulu bir varlıktan söz etmek gerekir. 66 yıl önce Filistin’in yüzde sekseni Filistin halkının yaşadığı bir yurttu. Bugün ise yüzde yirmisi; o da, birbirinden kopartılmış bu parçalar (Gazze, Ramallah, Beytü’l Lahm, Batı Şeria vb), “Auschwitz Kampı”ndan beter bir statüye mahkum edilmişlerdir.

Parçalara ayrılmış Filistin’de yaşayan nüfusun katbekat fazlası, çeşitli bölge ve devletlere göç ettirilmiş, sürgün edilmiş milyonlarca Filistin halkı bulunmaktadır. Edward Said, “Yersiz Yurtsuz” adlı anılarında annesinin ölümcül hastalığının tedavi edilebilmesi için gerekli bir pasaport alınmasına karşı direnmesini hüzünlü bir şekilde anlatır. Filistinli olmanın kimlik ve benlik sorunu olduğunu yüreğinde yaşar ve duyurur.

Sadece son saldırılarda katledilenler, özellikle Sabra ve Şatilla katliamlarında öldürülenlere bakılarak kaybedilen Filistinli sayısının belirlenmesi yanıltıcıdır. Başından beri yitirilen Filistinli insan sayısı ne kadardır?

Filistin ve Filistin halkı, kendi coğrafyasında varlığını korumuş ve sürdürmüş olsaydı, acaba Ortadoğu’daki sefih zorba yönetimler bu kadar yaşayabilir miydi? İnsanlık bilimde, düşünce ve sanatta ve edebiyatta ne çeşit zenginliklere sahip olabilirdi?

Filistin ve Filistin halkını merkeze almayarak, sadece savaş açısından bakmanın, İsrail ve Siyonizmi önemli sıraya koyduğu da hesaba katılmalıdır

23.07.2014 Milli Gazete 

Bu haber toplam 571 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim