Türk kültür hayatının önemli öğelerinden biri olan gölge oyunu Karagöz, UNESCO tarafından 2009’da Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alındı. Ancak aradan geçen sürede Karagöz’e ait değerlerin korunup gelecek nesillere aktarılması yönünde çalışmalar yeterli değil. Önemli Karagöz ustalarından kalan tasvirler Avrupalı koleksiyonerler ve müzelerin takibinde. Bütün bunları ve Türk gölge oyununun tarihi ve bugününü son ustalardan biri olan Ünver Oral'la konuştuk.
Ünver Oral, gölge oyununun bir grup çalışması ürünü olduğunu söylerken şu ifadeleri kullandı: “Karagöz dediğimiz zaman komple bir çalışmadan bahsediyoruz. Tasvir yapımı var, metin yazımı var ve gösteri var. Ama bunların yapılması için de sahne kuran, perdede Karagöz'ü hazırlayan kişilerin de Karagöz'ü iyi bilmesi lazım.”
Karagöz gösterileri yapılmadıkça müze açmanın ne faydası var?
Karagöz'ün gölge oyunu sanatçıları tarafından yaşatılabileceğini ifade eden Oral, “Sanatçılar bıraktığı zaman sanatı kim yaşatır? Peşinden gelenlerin yaşatması gerek. Ama Türkiye'de Karagöz konusunda sanatçı boşluğunu giderecek bir çalışma bugüne kadar henüz olmadı. Geçmişte Karagöz sanatçılarının yardımcıları yetişiyor idi” diye konuştu.
Karagöz ve gölge oyununun yeniden sahnelenmesi ile geleceğe taşınabileceğini vurgulayan Oral, bunun başarılamaması halinde, bir müze açmanın bir faydası olmayacağını söyledi. Oral şunları söyled: “Karagöz müzesi açmak Türkiye'de şu durumda manasız oluyor. Açabiliriz diyelim ki. Belediye veya Kültür Bakanlığı İstanbul'da güzel bir Karagöz müzesi açtı. Ama Karagöz'ü bitirdik artık, Karagöz gösterileri kalmadı, sanatçısı kalmadı diyelim. O müze ne işe yarayacak? Önemli olan o. Zaten Karagöz tasviri yapanlar, oynatanlar arttığı zaman bu ihtiyacı hissederler ve el birliğiyle bir müze kurarlar. Derneklerimiz de var, onlar böyle bir müze kurabilirler ihtiyaç hâsıl olduğunda.”
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/?aType=haber&ArticleID=19675
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.