Doğan Koloğlu’nu kaybettik ve dün toprağa verdik. Başta ailesi olmak üzere tüm spor basınının başı sağ olsun! Tabii Galatasaray’ın da... Doğan Koloğlu, 1970’de benim de spor müdürlüğümü yapmıştı. O zamanlar Uzan ailesi Yeni İstanbul’u satın almış ve dev bir spor servisi kurulmuştu. Akşam’dan başta Doğan Koloğlu olmak üzere en güçlü silahlarla, Günaydın’ın genç kadrosu Yeni İstanbul’a transfer edilmişti. Bu kadroda bendeniz de vardım, Günaydın cenahından gelme.
Hatıraya devam edelim ve en önemli ki noktaya temas edelim. O günlerde Fenerbahçe Şampiyon Kulüpler Kupası’nda, yine o günlerin ülkesi olan Doğu Almanya’nın Carl Zeiss Jena takımı ile eşleşmişti. İstanbul’daki ilk maçı rakip takım 4–0 kazanınca rövanşın anlamı falan kalmamıştı. Ama Doğan ağabey, “Kemal, rövanşa sen gideceksin” demez mi? O güne kadar meslekte iki yılımızı yeni doldurmuşuz, pasaport falan da yok... Şaşırmıştım. Ve gittik. İyi de olmuştu, Doğu Almanya’yı Batı ile birleşmeden görme şansı elde etmiştim. Bugünkü sporda iddialıyız diye hava atan gazetelere ve onların spor müdürlerinin anlayışına örnek olur umuduyla boşuna sunulur.
Doğan Koloğlu ile bir başka hatıra... Doğan ağabey daha sonra Hürriyet’e spor müdürü oldu. İşte tam o süreçte, Hürriyet’te bir manşet patladı. Bugün rahmetli olan Selçuk Yula verem olmuştu. Hürriyet de belgesi ile yani raporla, bu haberi manşete koyunca, o günkü patron Erol Simavi, Selçuk’un kulübünden gelen baskılarla Doğan ağabeyi görevinden azletti. Bakın bugün giderek artan bu kepazelik taaa ne zamanlar yaşanmaya başlanmış.
Doğan Koloğlu, Galatasaray’ın Neuchatel’i elediği günlerde veya az biraz öncesinde, futbolda “Hücum Futbolu” şeklinde bir fikir öne sürmüştü. Amaç, futbol takımlarının daha çok öne oynamasını sağlamaktı anlaşılan. Böyle bir sistemin de o günler için var olduğunu ve Türkiye’de uygulanmasında ısrar etti. Ve neredeyse bendeniz tek başıma buna karşı çıkmıştım. Sonra TRT’de bir programa ikimizi çıkardılar. Sunucu da Akın Göksu kardeşimdi. Tartıştık. Ama tabii ki medenice. Ben bir yerde Doğan ağabeye şunu sordum: “Ağabey, Galatasaray’ın Neuchatel’e attığı beş golü dikkate alırsak, hep rakip dört-beş kişi, Galatasaray ise ya tek kişi, ya da en fazla iki. Nasıl oluyor da bu hücum futbolunun eseri oluyor? Gel, bunun adını değiştirelim ağabey” diye bir teklifte bulunmuştum. Hatta ısrar da etmiştim. Ve sonunda o güne kadar Hücum Futbolu tanımından taviz vermeyen Doğan ağabey, “O zaman bundan vazgeçip, yeni bir isim bulalım” diyerek ilk defa teslim olmuştu. Bantlar TRT’dedir.
Evet, Türk spor basını ne yazık ki Doğan ağabey gibi müdürler ve hakiki gazeteciler bulmakta çok ama çok ciddi sıkıntılar çekmektedir. Varsa yoksa tepeden paraşütle indirilenler ve gazetecilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan topçu eskileri ve teknik direktör yatırımcıları. Örnek mi? Doğan Grubu televizyon yorumcusu Reha Kapsal şimdi nerede acaba?
16.11.2013 Milli Gazete
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.