Aslında Türkiye’de sadece barolar değil, Mimar ve Mühendisler Odası, Tabipler Odası gibi odaların da genlerinde terörist sevicilik var. Meslektaşlarının haklarını savunmak yerine teröriste ağıt yakar, saygı duruşunda bulunur, darbecileri alkışlar, öte yandan meşru hükümete parmak sallar, had bildirir. Kendileri gibi düşünmeyen meslektaşlarına ise hayat hakkı tanımazlar. Daha düne kadar başörtülü ve sakallı avukatlar barodan baskı görür, ruhsat alamaz, stajları engellenirdi.
Geçen hafta ‘savunma yürüyor’ pankartlarıyla 30 küsur baronun yürüyüşü gündeme düştü. Çeşitli illerden gelen baro başkanları, başkent Ankara’ya ulaşıp Anıtkabir’de atalarına şikâyette bulundu. Yürüyüş gerekçeleri, baro seçimleri ve yönetim şekillerini değiştirecek olan düzenlemeye karşı çıkmaları. Kanun düzenlemesiyle imtiyazlarını kaybedecek olmaları, başta İstanbul, Ankara, İzmir barosu olmak üzere birçok baroyu panikletti. Dertleri hiçbir zaman avukatların haklarını savunmak olmayan baro başkanlarının, kendi imtiyazlarını korumak için sarf ettikleri çaba görülmeye değerdi.
Devamı : https://www.gzt.com/gercek-hayat/kim-bu-saltanatin-ugruna-olmaz-ki-feda-3547354
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.