Laikliğin dogma hâline getirilmesi, zekâmızla alay edilmesi anlamına geliyor. Düşünsenize, laiklik, “değiştirilmesi bile teklif edilemez” bir madde olarak yer alıyor bu ülkenin anayasasında. Şu koskoca dünyada sadece bu ülkenin anayasasında! İyi de, neden peki? Laikliğin anavatanı, dünyanın en laik ülkelerinde bile laikliğin tartışılmaz olması, dogma katına yükseltilmesi, laikliği tartışanların aforoz edilmesi gibi absürdlükler düşünülemez bile.
Bu toplumun tuhaf bir sorunu var: Laikliğin bir din gibi algılanması, kutsanması ve toplumu hizaya getirmenin yasal aracı olarak kullanılması. Darbelerin de, devlet bürokrasisinin de hem meşrulaştırma gerekçesini ve işleyiş mekanizmasını oluşturması.
Sözün özü: Hiçbir şekilde tartışılamayan, kritik zamanlarda, sopa olarak kullanılan bir prangadan sözediyoruz. Toplumu germek için kullanılan bir “maşa”! Zaman zaman Atatürk heykellerine yapılan saçma sapan saldırılarla, insanların giyim-kuşamlarına türlü tuhaf müdahalelerle yeniden hortlatılmaya çalışılıyor laiklik… Yeter, diyorum.
Devamı: https://www.gzt.com/gercek-hayat/laiklik-neden-sadece-turkiyede-tabudur-3579379
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.