Lamii Çelebi cihan devleti Osmanlı’nın en ihtişamlı günlerinde cihangir padişahların Sultan Beyazıt, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’ın hüküm sürdüğü devirlerde, Bursa’da yaşadı. Herkesin hürmet ettiği nükteli ve şen bir ömür geçirmiştir.
Lamii Çelebi, İran’ın büyük şairi Mevlana Abdurrahman Cami’ye ait olan Şevahidü’n-Nübüvve ve Nefahatü’l-Üns adlı kitapları dilimize tercüme etmiş, ve Cam-i Rum unvanını almıştır. O aynı zamanda, Emir Buhari, Ali Şir Nevayi ve Molla Cami gibi Nakşibendi tarikatına mensup idi.
Timur, Anadolu’yu istilası sırasında Lamii Çelebi’nin babası Nakkaş Ali Paşayı Bursa’dan Semerkant’a götürmüştü. Ali Paşa, Semerkan’tan üstad bir nakkaş olarak dönüp Bursa Yeşil Camii ve türbesine göz kamaştırıcı ulvi aydınlığı nakşetmiştir.
Onun bu kitabındaki Türkistan ve Timur ile ilgili hikayeler işte babasından duyup işittikleridir.
Latifeler Kitabı şair Lamii Çelebi’den oğlu Abdullah Çelebi’ye defter olarak miras kalmıştır. Kitap, Abdullah Çelebi’nin de yaptığı ilavelerle günümüze gelmiştir.
Yazarımız, Attar, Sadi, Mevlana, Molla Cami gibi şarkın übüyk ve vecd ve aşk şairlerinden yer yer beyit ve mısralar alır, bazen onların bür nükte ve hatıralarıyla konuyu daha zarif bir hale getirir.
Kitapta, şairin gençlik yıllarını geçirdiği, medreselerinde okuğu Konya’dan ve bu şehrin bekar odasında tanıştığı hırpani mezcuplar hakkında çok canlı ve renkli tablolar yer alır.
Kitapta bol miktardaki zarif ve ince nüktenin yanında son derece açık saçık, kaba mizah, şehevi eğlence, faydasız ve boş söz ile hatalı oyunlar da yer alır. Lamii Çelebi’nin oğlu bu hususta şöyle der: “Bunlarla muhterem babam Lamii’ye yanlış gözle bakılıp haksız hükümle Hak’tan yüz çeviridiği sanılmasın, bunlar ben Abdullah kulunundur.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.