Melâmet zevkini bizzât Rasûlullâh'tan aldığı söylenen büyük mutasavvıf Seyyid Muhammed Nur'ül Arabî Hazretlerinin defnedildiği yerdeydik. Doğu Makedonya'da Usturumca'da. 1887'de göçmüştü Hazreti Pir. Şimdiyse apartmanlar arasında onun defnedildiği muhtemel noktayı saptamaya çalışan kasabalı dervişlerle bir aradaydık. İçimi bir hüzün kapladı. Sürgün edildiği Limni adasında ayağında kilolarca ağırlıktaki bukağıyla gömülen Niyazi Mısrî Hazretlerinin defnedildiği yeri de bugün bir marketle kafe arasında yitirip gitmiştik.
Aşk şehidi olan bu hazretlerin asli mahalli elbet onları sevenlerin gönlü. Yine de onların 'diri'liğinin bizler için neye tekabül ettiğini, huzurlarında olmanın anlamını düşündükçe her biri 'canlı söz' olan bu hazretler için daha fazla bir şeyler yapılmasını istiyor insan. Balkanlar'da Türkiye'yle ortak işbirliği anlaşmaları, onarılacak tarihi eserler, istihdam imkanları, eğitim gibi faaliyetlerin ana izleğini eğer gönüllerin ihyası oluşturuyorsa... Bu Hazretlerin insanlığa kattığı değerlerin yeniden farkına varmakla başlamalıyız işe.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/leylaipekci/gelecegin-insasinda-gonul-ve-devlet/54709































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.