Merhum Sezai Karakoç, “Masal” isimli şiirinde Batı’nın Doğu insanını nasıl sinsice içine çekip asimile ettiğini anlatır. Doğu’da bir baba vardır. İlk oğlunu Batı’yı tanıması için oraya gönderir. Batı birinci oğlu törenlerle karşılar, onuruna büyük şölen verir, babalarını över gibi yaparak söylevler söyler. Oğul, Batı’nın büyüsüne kapılır. Kuştüyü yastıklar arasında masmavi bir şafağın hayalini kurar. Ancak yavaş yavaş bir karaltı gelir hayatına ve Batılılar onu öldürürler ve kimsenin bilmediği bir yere gömerler. Bu, şöyle de okunabilir: Batılılar, onun kimliğini ve kültürünü yok edip Doğululuğundan eser bırakmazlar. Bu oğlun imtihanı Batı’nın göstermelik izzetü ikramı, sahte saygısı ve yapmacık nezaketi iledir. Batı’nın kendisine mutlu bir dünya bahşedeceğini zanneder ve imtihanı kaybeder.
Birinci oğlunun öcünü alması için Batı’ya ikinci oğlunu gönderir baba. Bu oğlun imtihanı da kadın iledir. Bir kıza aşık olur. Onun peşinden koşar ama ne onu elde edebilir ne de mutluluğu. O da yitip gider. İkinci oğul da kaybeder imtihanı.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/mahmut-ay/dogunun-bati-karsisindaki-hazin-oykusu-4766291































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.