• İstanbul 14 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 17 °C
  • Konya 8 °C
  • Sakarya 10 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 12 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 8 °C
  • Bursa 14 °C

Mehmet Ali Abakay'dan: Gönlüme Seslenişler-10

M. Ali ABAKAY

Sana İltica Ediyoruz, Rabbim!...

..................................................................................................................................................“Bize doğru yolu göster”Fatiha Sûresi 6. Ayet

Ortadoğu ismi verilen bir bölümünde yaşadığımız coğrafyada bir önceki son yüzyılda değişiklikler vücuda getirilmiş ise de yeterli görünmeyen bu değişiklikler, yeni yüzyılda ihtiyaç üzerine tekrar yapılmaktadır.

Adına ne isim verilirse verilsin, başta olan şahların matıyla sonuçlanmasına karar verilen oyunda, gizli-saklı bir şeyler yoktur. “Önemsiz Dünya Rekorları” denilebilecek coğrafyadaki değişimlerin sebebi, değişim isteyenlerin ihtiyacı olan yer altı ve yerüstü zenginliklerin paylaşımından öte bir anlam taşımamaktadır. Bir de inançtan kaynaklanan çatışmaların daha devam ettiğinin artık gizlenmeyecek derecede su yüzüne çıkmasıdır.

19. Yüzyılda ve 20. Yüzyıl başında istediğine erişen, istediğini yapanlar, yeterli görmedikleri değişimi tamamlamak istemektedirler. Osmanlı Devleti üzerinde yapılan bu anestezilerden sonra ameliyata tabiî tutulan coğrafyada ortaya çıkartılan küçük uydu devlet yapılanmalarının yeterince amacına ulaşmaması ve başa getirilenlerin işin ehli olmayışı ya da miadını doldurmaları sebebiyle girişilen yenileşme (!) hareketleri, zaman almayacağa benzemektedir.

Daha önce pembe, kadife, turuncu gibi renklerle hayat bulan kimi grifit girişimler, günümüzde halkın istekleri öne sürülerek yapılırken, başta olanlara destek sunanlar, desteklerinin sona erdiğini ifade ederek, kendilerini bir kenara bırakıp, halkın kendi kaderini kendisinin tayin etmesini istedikleri söyleminde mutabık kalarak, bir nevî “İstemem,yan cebime koy” dercesine, puslu hale getirilen havada nasiplerine düşecek ganimeti pay etme plânlarını gerçekleştirmenin keyf u zevki içinde, arzuladıklarının yakın zamanda meyve vermesini beklemektedir.

Kendilerini vebalsiz gören anlayışların kendi coğrafyalarında böylesi facialara kapı aralamayacağını bilmekle beraber, kendi içlerinde olanı ve biteni, kendi kanunları işle izole ederken diğer ülkelerde olana-bitene yabancı kesilmesi, hayra alamet değildir.

Haritaların hala cetvellerle çizildiğinin saklanmadığı yerküre üzerinde yeniş cetvellerle şekillendirmelerin yapılmakta olduğu ortamda, Ortadoğu’da her ülkenin cetvel çizimlerinden nasibini alacağı ve silgilerin ellerden uzun zaman düşmeyeceği bilinirken, ehl-i zevk insanların kendi hayatlarında bir değişimin olması düşünülemez. Olanlardan etkilenecek yine halklardır, yoksul kitlelerdir. Hissetmediklerini yaşamaktan mahrum olanların, özgürlük alanlarının gittikçe açıldığı ve düşündükleri için sorgulananların çemberlerinin daraltıldığı ortamda, demokrasi çığlıklarının ayyuka çıktığı bu zamanda insanların ne zaman ne olacağını bilmelerini kestirmesi gittikçe zorlaşırken, arka arkaya düzenli biçimde hayat bulan plânlar, tahtları sarsılan aşiret liderlerinin kendilerince aldıkları tedbirlerin bir şeye yaramadığı bilinmektedir.

Dünün Haçlı mantığı yeniden hortlarken, işin Hilâl-Haç çatışması saklanarak, olanların halkın kendi değişim istekleri olduğu öne çıkarılıp, medya adı verilen kara propaganda ile fikirler iğdiş edilmeye devam ede dursun, düne kadar kendilerine güvendikleri ağababalarının gölgesinde halkına kan kusturanlar, çaresizliklerine bir derman bulamama arayışında, eli-kolu bağlı durumdadır.

Bizim en önemli korkularımızdan biri de medeniyetten yoksun olanların, teknoloji üstünlüklerini yine konuşturup, asırlardan günümüze ulaşan şehirleri yerle bir etmeleridir. Çağdaş Hulagular, insan kanına doymazken, medeniyetleri yarına taşıyacak kentlerde dinî, mimarî, tarihî zenginlikleri de önlerine katarak insan kıtallerinin gölgesinde yok ederken, “Özür dileriz. Bu bir savaş haliydi. Elimizden bir şey gelemdi.” yalanını söyleyecektir.

İnsan olmadıktan sonra erdeme saygının ne manası kalır? İnsanlık vicdanında haksızlık yapanları daima sorgulamış ve sorgulamaya  devam ederken, hem hakim hem savcıyı kendilerinden seçenlerin karşısında sana iltica ediyoruz, Rabbim!..

Biliriz ki sen daima mazlumdan, haklı olan güçsüzden yanasın.

Sana iltica ediyoruz, Rabbim. Sen mazlumların koruyucususun. Mazlumun hakkını gasp edenlerin sorgulayıcısı sensin.

Sana iltica ediyoruz, Rabbim. Sen, her şeye kadirsin her daim mutlaksın.

Sana iltica ediyoruz, Rabbim. Sen “Kahhar” sıfatınla haksızlıkların üstünden gelensin, “Rahman” sıfatınla merhamet edensin.

Sana iltica ediyoruz, Rabbim. Sen kulunun duasına cevap verensin.

Sana iltica ediyoruz, Rabbim. Sen, muinsin.

Bu yazı toplam 1500 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim