Temel koluna dolanmış bir yılanla kıyıdaki yolda yürümekteymiş.
Yolda rastladığı bir tanıdığı "Temel, neden bu yılanı taşıyorsun" diye sormuş...
Temel gülümsemiş ve cevap vermiş:
- Denize düşersem sarılırım diye taşıyorum yılanı... Düne kadar birbirine yılan görmüş gibi bakanların bugün birbirine sarıldığını ve aynı istikamete doğru yol aldığını görünce "Acaba bunlar nifak denizine mi düştüler ki birbirine sarılıyorlar" diye merak etmiyor musunuz?
Gerçekten tablo inanılacak gibi değil...
Meğer Türklerle Kürtlerin demokratik ve özgürlükçü bir ortamda ülkenin yarınına dönük birlikteliğini hedefleyen "Barış açılımı" teferruatmış.
Meğer "Askeri vesayet"in sona erdirilmesi de önemsizmiş. Kendi halkını "İç düşmanlar" olarak gören anlayışın sona erdirilmesi de, siyasete ait olması gereken konuların güvenlik alanından çıkartılması da, önemsenecek gelişmeler değilmiş.
COMECON öyküleri
Soğuk Savaş döneminde Sovyet Bloku'nda NATO'ya karşı Varşova Paktı, Ortak Pazar'a karşı da COMECON vardı...
Demir Perde'nin Ortak Pazar'ı olan COMECON'a üye ülkelerin her kararını, COMECON İcra Komitesi Sekreteri'nin veto etmek yetkisi vardı.
O dönemde bir gün, Çekoslovakya hükümeti "Deniz Ticaret Bakanlığı" kurmaya karar verir. Bunun üzerine COMECON İcra Komitesi Sekreteri "Çekoslovakya'da deniz yok, bu nedenle Deniz Ticaret Bakanlığı kuramazsınız" diyerek Prag'ın bu kararını veto eder. Çekoslovakya Dışişleri de bu vetoya karşı "Ama Sovyetler Birliği'nde Adalet Bakanlığı, Bulgaristan'da da Kültür Bakanlığı var" cevabını verir.
Yazının devamı için: http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2013/12/03/denize-dusmek-ihtimaline-karsi-kolunda-yilan-tasimak































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.