Anne babasının, çevresinin etkisi ve sunduklarıyla yavaş yavaş zihni şekillenmeye başlar. Yaşı ilerledikçe de doğru ve yanlış, davranışlarını kendi iradesiyle bilinçli olarak yapmaya başlar.
İşte bu noktada eğitim devreye giriyor.
Kime sorsak eğitimin öneminden, vazgeçilmezliğinden, gerekliliğinden bahseder. Elbette bunda haklıdırlar. İnsanların eğitilmesine hiç kimse itiraz etmez. Bunun gereksizliğini de kimse savunmaz. Ancak eğitimin nasıl olması gerektiği, bilginin nasıl sunulması gerektiği, eğitim bilimleri ve teknolojisinden hangi ölçüde faydalanılması gerektiği, önceliğin hangi konular olması gerektiği gibi hususlar insandan insana değişir.
Ve problem tam da bu noktadadır.
İnsanların belli konularda eğitilmesiyle, bilgilendirilmesiyle her şeyin biteceği yanılgısı.
Eğitim Şart…
Çocuk yaramazlık yapar, anne babasının sözünü dinlemez, karar verilir: eğitim şart.
Delikanlı; isyankâr havalardadır, artık çevresine zarar verir boyuta ulaşmıştır, çözüm hazır: eğitim şart.
Kız; kılık kıyafeti, hareketleri ve edasıyla farklı bir iklimdedir, yapılacak bellidir: eğitim şart.
Yönetici doğru sevk ve idare etmez, yanlışlıklar yapar, memuru suça iter, halka tepeden bakar, durum açık: eğitim şart.
Memur vatandaşa adam muamelesi yapmaz, işini savsaklar, suç ve çözüm bellidir: eğitim şart.
İşçi-işsiz, esnaf-tüccar, çiftçi, öğrenci… hangi iş ve meslekte olursa olsun ortaya çıkan tüm sorunlarda teşhis nettir: eğitimsizlik
Mesele Eğitimsizlikte mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.