Mezheple tarihi okumak bize ne kazandırır?

Müslümanlar olarak, düşüncemizin, siyasal pozisyonlarımızın ve de dünyayı yorumlayış biçimlerimizin tamamen bir çatışma sahasına döndüğü günümüzde zihnimizi uyanık tutmanın yolu, bizi çevreleyen ihtilafların temelinde neyin yattığını bilmemizle alakalıdır.

Mezhebi farklılıkların, dinin anlaşılma biçimlerini arttıran ve çeşitliliğin verdiği bir bereketten çok, diğerini yok etmeye yarayan bir araç haline gelmesi, bu ayrılıkların temelindeki sosyal, politik ve felsefi unsurların anlaşılmasını daha da zaruri hale getirir. İşte bu zorunluluğu farkettiğimiz an, karşımıza bir büyük âlimin ve de İslam tarihçisinin, Prof.Dr. Muhammed Ebu Zehra’nın “Mezhepler Tarihi” kitabı çıkıyor.

Ülkemizde, Sıbğatullah Kaya’nın çevirisiyle, Çelik Yayınevi’nden basılan Mezhepler Tarihi’ni, bu alanda yazılan diğer eserler arasında öne çıkaran en önemli özellik, kitabın olabildiğince nesnel, tarihi hakikatlere dayanan ve bunun yanında bahsedilen mevzuların hepsinin hassasiyetine vakıf olan bir üsluba sahip olması.

Ebu Zehra, henüz kitabın önsözünde yer verdiği Peygamber Efendimiz’in “Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, doğru yolu bulursunuz.” hadis-i şerifiyle esasında bu eserin güttüğü amacı, toparlayacı ve ayrıntıyı değil bütünü gören üslubunu bize yansıtmış oluyor.

Mezhepler tarihini bir tür uyarıcı olarak yorumlamak

Mezheplerin, itikadi, siyasi ve fıkhi mezhepler olarak ayrı başlıklarda incelendiği kitabın, şüphesiz günümüze dair en önemli verileri sunduğu bölümler, siyasi mezheplerden, yani “halife seçimi” mevzuundan itibaren, ayrışan ümmetten bahsedilen kısımları içeriyor. Burada, mezheplerin ortaya çıkış sürecini aşama aşama okuyabilmek, siyasi bir ihtilafın hızlıca ilahi alanda yansıyarak, birbirini tekfir etmeye kadar giden sürecin İslam tarihindeki ilk yansımalarını görebilmek, bugünü yorumlarken ihtiyacımız olan zihin açıklığını edinebilmemizi sağlıyor.

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/index.php?aType=haber&ArticleID=19532&q=mezhepler