• İstanbul 16 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 16 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 23 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 21 °C
  • Bolu 16 °C
  • Bursa 20 °C

Moda: Çağdaş Evliya Çelebîlik!..

M. Ali ABAKAY

Kimi zaman eleştirir, dururuz, bazı yazarların, şairlerin oradan oraya savrulmasına. Muhakkak ya bir sempozyum ya bir festival ya bir açılış. İsimler aynı, söylenenler farklı değil.
Elbette edebiyata, sanata, şiire değer vermiş ve yaşlılığın zirvesine erişmiş usta isimler, çağrılır, onların unutulmadığı vurgulanır, kendilerine saygı günleri düzenlenir, yaptıkları hizmetin kalıcılığı vurgulanır, gönülleri alınır.
Bazen yarışmaların komisyonlarına bakıp, aynı isimleri görünce farklı dünyalara dalardım:
-Bunlar, belediyenin bütçesini bunlara yetiştiremez.

***
Yapılan bir festival olurdu, her yer rengahenk.

Dün çöplerden geçilmeyen sokaklar, bu gün tertemiz.

Her yerde görünür olan kısımlar boyanmış, kaldırımlara çeki-düzen verilmiş:
-Eh festival var ve bunlar, bu sürede ne yaparlarsa kârdır. Sonrası aynı tas aynı hamam.

***
Sempozyumlar yapılır, aynı çevreden isimler, bu sempozyumların gediklisi sayılır. Yapılan konuşmalar Firdevsî Mesnevisinin her bir yaprağına bir altın verilmişse, bunların her paragrafına bir altın kâfî sayılmaz, misali.

Misalen anlatılan ya Diyarbekir Kalesi’dir ya Camiiler ya kiliseler. Bazen insaf ehlî,, sosyal hayattaki konulara değinir.
Diyarbekir Kalesi’nden de adeta kale, yarın veya öbürgün inşâ edilecekmiş gibi hissedilir. Konuşmalar, insanı cezbedici ve düşman üstüne saldırtan hamasî nutuklardan aşağı değil. Garibim Diyarbekir Kalesi, sempozyum bittikten sonra anlatılanlarla yeniden kandırıldığını anlar ve bağrından taşlar, gözyaşından düşen damlalar misali iner , aşağı.

Hüzün kokan harap burçlar, yıkılan surlar ortada iken, görsel malzeme delisi kimisi, ayakta duranları kitaplara alır, övünürler yaptıklarıyla. Hay kalenin taşları başına düşe, böylelerinin… Sakın ola ki surlarla, burçlarla ilgilenenler, bedenin altında, yakınında yürümesin, dolaşmasın. Ne olur ne olmaz…

***
Camii yerine kiliselere doğru çevrilen ibre, camii onarımından çok kiliselerin restorasyonunu taşır oldu, medyaya. Camii için kadrolu hizmetli olması gerekirken, abdesti alandan para alanların etrafı arada bir temizlediği görülür.

***
Diyarbakır’da Şehir Araştırmaları Merkezi kurulduğu zaman, herkesin ve her kesimin buluşacağı bir mekâna kavuşacağımızı sanıyorum.
Arada bir aynı kulvarda yazdığım isimlerin oradan oraya taşınmalarını, gezmelerini, dolaşmalarını, davetlerin ayrılmaz isimleri olduğunu görünce, öncekilerine sitemim, kendileri için geçerlidir.

***

Bazen şehirlerde olan bu sirkülasyonun ülke dışına taşmasını yazılı ve görsel basında okuyunca daha bir hüzünlenirim de anlatamam:
-Yahu şiirse şiir yazdık romansa roman. Yazıysa binlerce… Neden biz değil?

***
İnsanın kendi nefsine egemen olmayışının başa güreştiği ortamda, davetlilerin kısa tursitik gezilerine dönüşen bu tarz buluşmaların kültüre ve sanata ve dahi edebiyata yaptığı katkının tanışma, kaynaşma olduğu su götürmez bir hakikattir.

Sık sık oluşu, affedilemez boyuta gelince aynı kulvarın yolcuları arasında bir kibir, riya söz konusu olmaya başlar:
-Ben neden çağrılmadım?
Emin olunuz ki çağrılsak da gidemeyiz çağrışlmasak da üzülmeyiz. Üzüldüğümüz husus, bir öncekilerin mukallidi konumuna düşülmesidir. Modayı eleştiren, kendisini modaya kaptırmış ise, onunla aynı yolun seyyahı olmak, ıstırap verir:
-Bu yıl üç yurt dışı davetim var.
-Seninki bir şey mi? Dört yurt dışı ve onbiri kesin olmayan, altısı kesinleşmiş festival, şölen ve sempozyum. Bir de meşhur İkindi Demi Köprübaşı Şiir Okuma Günleri’ni saymadım.

***
Gel, modaya hem ters düş hem de yola düzülen kervana eleman ol;

-Yukarısı bıyık aşağısı sakal…

Buna bir çözüm yolu bulmamız lazım. “Kurayla isimler çekilsin” denilse yine itirazlar yükselir, ulvî kalemlerden:
-Ben bu ülkeye hizmet ettim, elbette katılanlar içinde olacağım.

***
Bazen, “Buyrun burdan yak!..” denir, kimisine. Bizim derdimiz şehir şehir dolaşmak mı ülke ülke gezmek mi? Bilelim ve unutmayalım ki bu modalaşan çağdaş Evliya Çelebîlik, farkında olsak olmasak, kimilerini küstürüyor; haber veren elçiye zeval yok.

***
Bu gittikçe artan hoşnutsuzluk, tüm ülkeyi sarsarsa Rabbim gecinden versin, beş-on kişilik Çağdaş Evliya Çelebî çıkar ve birbirine nisbet alternatif geziler düzenler:
-Güneydoğu Mutfağı Şenlikleri… Şairlerin yazarların buluşma merkezi
-Akdeniz Türkü Festivali…. Çağdaş Müzik Festivali’nde Şairler ve Edebiyatçılar Gecesi
-İç Anadolu Peri Bacaları Sempozyumu… Ünlü Romancılar Peri Bacaları’nı dolaşacak..
Benim ülkem, benim yurdum, sansasyonel alanda yanına birkaç magazinci aldı mı, Tekstil Firmaları’nın buluşmalarına bile şairlerle edebiyatçıları davet edecek püf noktalarını icad eder:
-Çağdaş Şiirde Şile Bezi Etkileri
-Köy Romancılığında roman kahramanlarının giyimleri-kuşamları
-Kurtuluş Savaşı Hikâyelerinde Nişanlı Gençlerin İşlemeli Destmal (mendil) Taşımaları ve Yaralarını Bu Destmalla Temizlemeleri..

***
Biz, bu konuda fikir jimnastiğini yaparsak, “ Neden Kürk Mantolu Madonna ve Sebahattin Ali ve Hayvan Hakları?”, “Pijamalıgillerle Şalvarlıgillerin Kalem Münakaşaası” gibi absürdizme tez konusu olabilecek sempozyumlar icad edebiliriz.

***
Şehir Araştırmaları Merkezleri çoğaldığında, ben şahsıma görev verildiği zaman kendi ilimle ilgili olmayanları ziyaret listemde kesinlikle görme taraftarı değilim. Eğer Şehir Araştırmaları Merkezi’ne katkısı varsa, bu ayrı.
Moda olan seyyahlıkta konu ile ilgisi olanla olmayan ayrılsa, belki haklı olan sitemler azalır. Yok, halen sitemler devam ediyorsa, bu bir hastalığın habercisidir, biline.

03.06.2012
Bu yazı toplam 1376 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim