Ankara Kurtuba Kitap Kafe'de haftalık olarak düzenlenen “Şiir Akşamları”nın 27 Kasım Cuma akşamının konuğu şair Erdal Çakır’dı. Mütevazı kişiliğini konuşmasının daha ilk dakikalarından itibaren hissettiren Çakır, “İslam'ın İlk Döneminde Şiir” başlığı altında sıcak ve duru bir sohbetle seslendi.
Arap toplumunun hafızası şiirlerle örülü
İslam ile birlikte şiir ne hal almıştır? sorusuna cevap aramadan önce İslam öncesi toplumun ve şiirin ahvalinin ne olduğunu izah etmenin daha isabetli bir yaklaşım olduğunu dile getiren Çakır, İslamiyet’ten önce Arapların, şiiri kabilelerini yüceltmek için önemli bir metafor olarak kullandıklarını ve şiire bir aidiyet beslediklerini söyledi. Öyle ki, Arap topluluğunun hafızalarında inanılmaz sayıda şiirler barındırdığını ve adeta sözlü bir divanın oluşturulduğundan bahsetti. Şairsiz kabilelerin değersiz görüldüğü, şairlerin kabilenin bilgini ve hakîmi konumunda olduğunu ifade eden şair, o dönemin vazgeçilmez unsurları olan çöl, deve ve bedeviliğin şiirlere yansıdığını belirten ifadeleriyle iyiden iyiye konuyu asli merkezine getirdi.
O dönemin gelenekleri arasında yer alan ve peygamberimizin de içinde yer aldığı, doğan çocukları hava şartları bakımından daha sağlıklı olan yerdeki kabilelerde süt anneye vermenin sebeplerinden birinin de dili daha iyi öğrenmek olduğuna, yani sözün kudretine işaret etti.
Devamı: http://www.dunyabizim.com/Manset/22308/muslumanlarin-gur-ve-hakikatli-sesidir-siir.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.