• İstanbul 15 °C
  • Ankara 16 °C

Mustafa Acar: “Hayatın Kıyısında: Yaşadım, Öğrendim, Yazdım…”ın Hatırlattıkları

Mustafa Acar: “Hayatın Kıyısında: Yaşadım, Öğrendim, Yazdım…”ın Hatırlattıkları

Prof. Dr. Süleyman Yılmaz, Aksaray Üniversitesi (ASÜ)’de yollarımızın kesiştiği, bir dönem (2012-2015) beraber çalıştığımız, üniversiteyi birlikte yönettiğimiz ekipte üst düzey görev verdiğimiz değerli bir hocamız. Benim kendimle ilgili olarak arzu etmeme rağmen henüz yapamadığım bir şeyi yapmış, hayat hikâyesini yazmış, “Hayatın Kıyısında: Yaşadım, Öğrendim, Yazdım…”[1] demiş. 

Sağolsun, incelik göstermiş, “Sevgili Mustafa Acar hocama, birlikte mesai yaptığımız günlerin hatırası olarak, selam ve muhabbetle,” diyerek imzalayıp, kitabının bir nüshasını da hediye olarak göndermiş. Tarihe baktım: 28 Mart 2023, yani aradan on ayı aşkın bir zaman geçmiş, neredeyse 1 yıl olmuş! Benden de kitapla ilgili bir değerlendirme yapmamı rica etmişti, “fırsat bulabilirsem, neden olmasın” demiştim. İşler güçler, dertler gamlar kederler, dersler kitaplar tercümeler, öğrenciler konferanslar bildiriler, vesaire vesaireler… derken, inanın dostlar, ancak bugünlerde fırsat bulup kitabı okuyabildim. Aslında yarısını daha önce ara ara okumuştum, ama kalan yarısı okunmayı bekliyordu. En son Anadolu İlahiyat Akademisi’nin “İktisat Klasikleri Çerçevesinde İktisadın Evrensel Yasaları” konulu seminer daveti vesilesiyle Ankara’ya yaptığım tren yolculuğu sırasında yemedim içmedim, kalan yarısını da okumayı başardım; şimdi artık kitapla ilgili kısa bir değerlendirme yapabilir durumdayım.

Prensip olarak otobiyografiler önemli eserlerdir, insanın kendi kaleminden çıkmış hayat hikâyesidir. Ama komik, ama traji-komik; ama neşeli, ama hüzünlü tarafı ağır basan, her insanın iniş-çıkışlarla, çalkantılarla dolu ayrı bir hikâyesi vardır. Başından neler neler geçmiştir, yanında olmayan bilmez; hayat ona neler öğretmiştir, konuşmayan, o hikâyeyi okumayan bilmez. Özellikle de kısa ömrüne çok şey sığdırmayı başarmış insanları ya otobiyografi yazmaya teşvik etmeli; olmadı, görsel ortamlarda kendisini konuşturarak, söz konusu hayat hikâyesini kayda almalı ki, o hikâyeden çıkarılabilecek dersler alınsın, önemli bir tecrübe birikimi ziyan olmasın, sonraki kuşaklara güzel bir miras bırakılmış olsun. Bugün elimizde geçmiş yüzyıllarda yaşamış kimi filozof, kimi ilim adamı, kimi yönetici önemli şahsiyetlerin hayat hikâyeleri olmamış olsa nelerden mahrum kalırdık bir düşünmekte yarar var. Dolayısıyla, bence anlatacak bir hikâyesi olan, başından çok şeyler geçen, “feleğin çarkından geçmiş,” içinde alınacak dersler barındıran hayat hikâyeleri olan insanların hayat hikâyesi bence mutlaka yazılmalı, ya da dijital ortamlarda kayıt altına alınmalı…

Devamı: https://fikircografyasi.com/makale/hayatin-kiyisinda-yasadim-ogrendim-yazdimin-hatirlattiklari

Bu haber toplam 241 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim