Eminönü, Çemberlitaş, Sultanahmet, Çarşıkapı, Gedikpaşa, Cağaloğlu, Beyazıt, Laleli vb. gibi saymaya gerek görmediğimiz semtleri; ardından Kumkapı, Yenikapı, Haseki, Fındıkzade, Kocamustafapaşa, öbür yanda Süleymaniye, Şehzadebaşı, Fatih... Her neyse...
Bütün bu semtler sakinlerinin oturdukları evleri gözyaşları arasında terk etmelerinden sonra birer birer atölye, iş hanı, çarşı, pasaj, dükkân vb. ile doldu.
Böylece oturmak için yapılan evler, mahalleler iş yeri anlayışı için bir daha elden geçmek zorunda kaldı. Ama önceden kaydettik: sokaklardan eh işte ancak “yüklü bir deve” geçebilirdi. On tonluk Ford kamyonlar değil.
Sonra bu sokaklarda çocuklar oynardı, çember çevirir, ip atlardı. Ağaç gölgelerinde ihtiyarlar ikindi çayı içerlerdi. Arabaların istilası başlayınca “en büyük sorun” park yeri oldu.
Yazının devamı için:https://www.yenisafak.com/yazarlar/mustafa-kutlu/istanbul-is-yeri-4774735































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.