Bir de dijitalin hükümran olmasına takılmadan, toplumdaki kültürel çölleşmeye aldırmadan kitabevi açan dostlarımız var ki, onlara üstün hizmet madalyası verilse yeridir.
Kitabevi açmak bugün, vejetaryen bir semtte kasap dükkânı açmak kadar cesurca bir davranış. Bu zamanda böyle bir işe girişmek delilikten başka bir şey değildir.

Kitapseverlerin yakından tanıdığı Fatih Yurdakul da böyle bir delilik yapıp Üsküdar’da muhteşem bir kitabevi açtı.
Kitabevi denilince Türkiye’de akla ilk gelen yerlerin başında Fatih Kitabevi gelir. Kitapçı denildiğinde de elbette Fatih Yurdakul…
Elli yıldır bu mesleği aşkla, şevkle yürüten bir kültür dervişidir O. Hayat hikâyesinin hangi safhasını dinleseniz etrafa hemen kitap kokusu yayılır.
Hikâyenin tamamına baktığınızda ise bir kitapçıdan ziyade kültürün ağır yükünü omuzlamış, bir Anadolu dervişiyle karşı karşıya kalırsınız
Bir mesleği icra etmekten ziyade elli yıldır bir irfan nöbeti tuttuğu hemen anlaşılır.
Ankara’da ODTÜ’nün karmaşık koridorlarında başlayan yolculuğu, darp, yokluk, yurtsuzluk ve ideolojik baskılarla doludur.
Daha öğrencilik yıllarında insanların ellerine kitap tutuşturmayı bir dava olarak görür. Sonrasında açtığı kitabevinde aynı dünya görüşünü paylaştığı büyük yazarların eserlerini okuyucuya ulaştırmaktan ibadet neşesi alır.
O, bulunduğu mekânı sadece iş yeri olarak değil; öğrencilerin, fikir adamlarının ve genç dava erlerinin nefes aldığı bir irfan durağı olarak tasarlar.
Yazının devamı için:https://www.haber7.com/yazarlar/mahmut-biyikli/3584690-bir-kultur-dervisi-fatih-yurdakulun-50-yillik-irfan-nobeti
































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.