• İstanbul 20 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 25 °C
  • Konya 20 °C
  • Sakarya 21 °C
  • Şanlıurfa 26 °C
  • Trabzon 19 °C
  • Gaziantep 25 °C
  • Bolu 19 °C
  • Bursa 21 °C

Mustafa Özcan'dan: Hırs ile kalkan zarar ile oturur

Mustafa Özcan'dan: Hırs ile kalkan zarar ile oturur
Gazze kılçık olarak İsrail’in boğazına batmaya devam ediyor. Ne yapsa çıkartamıyor. 2005 yılından beri Gazze Şeridi ile üçüncü kez savaşa girdi. Bu üçüncüsü 3 haftayı doldurdu ve en çetini oldu.
mustafaozcan11

Gazze kılçık olarak İsrail’in boğazına batmaya devam ediyor. Ne yapsa çıkartamıyor. 2005 yılından beri Gazze Şeridi ile üçüncü kez savaşa girdi. Bu üçüncüsü 3 haftayı doldurdu ve en çetini oldu. 2008 sonunda 2009 başında olan birincisinde yaklaşık 1400 Filistinli vefat etti.  İsrail için bu birinci saldırı neredeyse bir gezinti oldu. Hamas hazırlıklı değildi. İsrail tarafı çatışmayı en az hasarla kapattı. İkincisi, Filistinliler açısından daha az ve İsrail açısından daha fazla zararla kapandı. Üçüncüsü ise asimetrik bir savaş oldu. İsrail boyunun ölçüsünü aldı.  Birincisinde, Ehud Olmert  saldırı öncesinde Türkiye’ye gelerek beraberlik pozu vermek istedi. Bu Ankara’dakilerin tepkisine neden oldu. Diğer beraberlik pozunu da Tzipi Livni Kahire’ye giderek Mübarek ile vermişti. Mübarek de saldırı öncesinde bu beraberlik fotoğrafına ve aynı karede yer almaya içerledi ama bunu dışa vuramadı. Sesini çıkaramadı. En azından hakiki duygularını kestiremiyoruz. Bu ortak kare doğası pek de uyumlu olmayan Türk-İsrail münasebetlerini zehirledi. Olmert yanlış davrandıklarını nice sonra ikrar etti.  Ardından Mavi Marmara işin tuzu biberi oldu. Mesele Türk-İsrail ilişkilerini özetlemek değil. Lakin Arap Baharı’ndan ve Mursi’nin iktidara gelmesinden sonra İsrail 2012 yılında Gazze’ye yönelik  yeni bir hamle yaptı. Bununla birlikte Hamas’ın bu defa arkası pek olduğunu gördüğünden üzerine fazla gidemedi. En düşük profilli saldırı oldu. En düşün profilli saldırı Mürsi dönemine yani 2012 yılına denk gelen saldırıdır. Sisi ile birlikte İsrail cesaretini topladı ve en yoğun saldırısını Temmuz 2014’e tekabül eden Ramazan ayına ve ardından bayrama denk getirdi. Bununla sadece Filistinlilerin Ramazan’ını değil aynı zamanda bütün Müslümanların Ramazan’ını ve ondan öte bayramlarını zehir etti. Lakin aslında ortamı zehirleyerek dünyayı da kendisine de zindan etti. Bundan böyle gözüne uyku girmeyecek ve güvenliği ancak serap olarak rüyasında görecektir.

*

İsrail sorunları çözmek yerine Gazze’den kurtulmak istiyor. Esasında çözümün yolu belli. Huzur istiyorsan huzur vereceksin. Huzur vermezsen huzur bulamazsın. Sözgelimi Gazze ile alâkalı olarak aklın yolu bir. Hamas’ın kalıcı (10 yıllık) ateşkes için istediği 10 şartın tamamı Gazze’nin selameti ve yaşaması için. Tek bir saldırganlık talebi yok. Yani İsrail’in saldırısını durdurmaya matuf. Bundan dolayı Haaretz gazetesi bile isteklerden hangisinin yersiz veya yanlış olduğunu soruyor. Filistinliler sadece özgürlük ve hayat hakkı istiyorlar. Herkes de bunun böyle olduğunu biliyor. Sözgelimi Amerikalı Demokrat Partili Minnesota Vekili Keith Ellison The Washington Post gazetesine yazdığı makalesinde lafı gediğini koymuş ve çözüm yolunu göstermiştir: Gazze’ye ablukayı kaldır ve barışa ulaş (Endthe Gaza blockadetoachievepeace). Demek ki, aklın yolu bir. Lakin İsrail aklın yolunu değil saldırganlığın ve şeytanlığın yolunu seçiyor ve tutuyor. Gazze’yi tek başına boğamayınca işi Mısır’a havale ediyor. Mısır’ın da gücünü aşınca bu defa meseleyi devletlerarası hale getirmek yani Güvenlik Konseyi üzerinden halletmek istiyor. Daha doğrusu Gazze’yi boğmaya ortak arıyor ve buna  dair isteklerini BM Güvenlik Konseyi’ne dikte ettirmek istiyor. İsrail’in gücü biter ama oyunu bitmez.

*

İsrail’in Gazze’den kurtulmak için üç aşamalı bir planı var. Birincisi, kendi gücüyle Hamas ve diğer direniş örgütlerini ezmek, bitirmek ve silahlarını müsadere etmek. İsrail bunu kendi gücüyle ve tek başına yapamayacağını kavradı. Bundan dolayı ateş gücünü sivil halka karşı teksif ediyor. Sivil halk üzerinden Hamas ve ortaklarını teslimiyete zorluyor. Lakin bu yolda muhataralı, uluslararası camia nezdinde yalnızlaşıyor. Herkes oyunun kurallarına riayet etmediğini ve aştığını görüyor. Bundan dolayı ikinci seçenek devreye giriyor. Bu da BM Güvenlik Konseyi’ni, bizzat veya dolaylı olarak İsrail’in hizmetine sokmak. Ateşkes ve Hamas’ın silahsızlandırılmasıyla alâkalı BM Güvenlik Konseyi’nden bir karar çıkartmak istiyor.  Bu meselenin beynelmilel hale getirilmesidir. Şimon Peres İsrail’in bu üçüncü Gazze saldırısında gereğinden ziyade güç kullandığını ve bunun çözüm getirmediğini söylemiş bunun yerine meselenin uluslararası mahfillere havale edilmesini istemiştir. Bu durumda Güvenlik Konseyi bir ateşkes kararı alacak ve ardından Hamas ve ortaklarının silahlandırılması devreye girecek. Son aşamada ise Gazze’nin yönetimi Ramallah’a devredilecek. Lakin burada da yürümeyen bir süreç ve bir sorun var. Filistinliler buna nasıl ikna edilecek? Zira İsrail saldırganlığıyla Hamas ve ortaklarına itibar kazandırırken Ramallah ve Mahmut Abbas’ı itibarsızlaştırıyor. İsrail şimdi Hamas’ın Gazze’den sonra Batı Şeria’da da güçlenmesinden korkuyor. Bundan dolayı Netanyahu belki askerini Gazze’den çekip Batı Şeria’ya yoğunlaşmayı tasarlıyor. Bu çatışmaların alanını genişleteceği gibi aynı zamanda  yanlış içinde yanlış yaparak  Ramallah’taki özerk yönetimi de bitirmiş olacaktır. İsrail Gazze’yi söndürmeye çalışırken yanlış yollarla Batı Şeria ve Yeşil Hattı da alevlendirecek ve tutuşturacaktır. İsrail kendi tanımına göre ılımlıları güçlendirmek istemiyor sadece ılımlıları taşeron olarak kullanarak kendi tanımına göre aşırıların üzerine salmak ve onları dize getirmek ve tasfiye etmek istiyor. Yağma yok. Hırs ile kalkan zarar ile oturur. Gazze’de görüldüğü gibi!

 

01.08.2014 Milli Gazete

Bu haber toplam 599 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim