• İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Necip Fazıl Kısakürek vefatının 40. yılında anıldı

Necip Fazıl Kısakürek vefatının 40. yılında anıldı
ASBÜ ile Türkiye Yazarlar Birliği işbirliğinde düzenlenen “Vefatının 40. Yılında Necip Fazıl Kısakürek'i Hatırlamak” isimli panelde merhum yazar ve fikir adamı Necip Fazıl Kısakürek anıldı.

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) ile Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) “Vefatının 40. Yılında Necip Fazıl Kısakürek'i Hatırlamak” isimli panel düzenledi. ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, ASBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Osman Kurt ve TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan’ın da katıldığı panelde, merhum yazar ve fikir adamı Necip Fazıl Kısakürek anıldı.

Vefatının 40. Yılında Necip Fazıl Kısakürek isimli panelin açılış konuşmaları Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan tarafından yapıldı. Rektör Musa Kazım Arıcan açılış konuşmasında Necip Fazıl Kısakürek’in felsefi yönünün şairliğinin gölgesinde kaldığını aktararak, Abdülhakîm Arvâsî ile tanıştıktan sonra Necip Fazıl Kısakürek’in felsefe ve bilime bakış açısının değiştiğini söyledi.

ŞİİR VE FİKİR İÇİÇEDİR

Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan da, Necip Fazıl’ın edebiyat ve düşünce dünyasında büyük etkiler bıraktığını vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: “Şiir ve fikir içiçedir. Birçok yazar hem fikir hem de şiirle ilgilenir. Necip Fazıl Kısakürek hem şiir hem de fikir dünyasında önemli bir yere sahiptir. Necip Fazıl 1033 yılında Abdülhakîm Arvâsî ile tanışır ve fikir hayatında büyük değişiklikler olur. Yazarlar Birliği’nin geleneklerinden biri olan Necip Fazıl’ı anma programını ilk olarak Necip Fazıl’ın ölümünden 1 yıl sonra Mehmet Akif İnan’la anmıştık.” 

Mehmet Doğan, ”Necip Fazıl’ı unutmamalı, unutturmamalıyız. Şair kişiliğini görmezden gelmeden şiirlerini okumalı ve okutturmalıyız” dedi. 

FELSEFE GAYRETİN İSMİDİR Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan açılış konuşmasında Abdülhakîm Arvâsî ile Necip Fazıl Kısakürek arasındaki diyalektiği anlatan bir sempozyum düzenlenebileceğini kaydederek, “Necip Fazıl’ın çok bilinmeyen felsefi kişiliğinden söz etmek istiyorum. Felsefe bölümünde okuyan Necip Fazıl kendi tabiriyle bohem hayatı nedeniyle eğitimini tamamlayamıyor. “Felsefe ve Hakikat” adlı yazısında bahsettiği üzere, ‘Felsefe deyince gözümün önüne şöyle bir manzara gelir: Feza büyüklüğünde bir çuval. Çuval, yalnız bir tanesi sağlam, gerisi çürük cevizlerle dolu. İşte felsefe, bu çuvala her defa elini sokup o sağlam cevizi boş yere aramak gayretinin ismidir.’ yazısıyla örnek vermek istiyorum. Felsefe doğruyu bulma değil her defasında yanlışı yakalama adetidir diyor üstad“ dedi.

Sempozyum, açılış konuşmaları sonrasında Prof. Dr. Turan Karataş oturum başkanlığında yürütülen “Necip Fazıl Kısakürek’in Fikri Oluşumu ve Şiiri Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı ilk oturumunda Dr. Necmettin Türinay, Yusuf Turan Günaydın ve Prof. Dr. Mustafa Kurt konuşmacı olarak yer aldı. Sempozyumun Tolga Aydın oturum başkanlığında yürütülen “Bugünün Gençleri Necip Fazıl Kısakürek’in Kitaplarından Ne Anlıyor?” isimli ikinci ve son oturumunda ise Sudenur Cevizci, Elif Şener ve Alperen Karışmaz konuşmacı olarak yer aldı.

NECİP FAZIL İBRAHİM AŞKİNİN TASAVVUFİ YÖNÜNDEN ETKİNMİŞTİR 

Necip Fazıl Kısakürek’in Fikri Oluşumu ve Şiiri Üzerine Bir Değerlendirme adlı oturumda konuşan Yusuf Turan Günaydın Necip Fazıl’ın ilk tasavvufi fikirlerini almış olduğu İbrahim Aşki’den bahsederek sözlerine şöyle devam etmiştir: “ Edebi çevrelerde Necip Fazıl Kısakürek’in Bahriye Mektebi’nde edebiyat hocası ve onu tasavvuf edebiyatıyla tanıştıran kişi olarak bilinen İbrahim Aşkî Tanık, hem Batı hem de Doğu kültürüne hakkıyla vakıf olan bir şahsiyettir. İngilizcenin yanı sıra Arapça ve Farsçayı bu dillerde yazılmış edebî-dinî metinleri tahlil edebilecek derecede iyi bilmektedir. Uzun yıllar öğretmenlik yapmasından dolayı eserleri genellikle eğitim içerikli olsa da Fuzulî Hakkında Bir İki Söz adlı risalesi, Divan şiirinin önemli isimlerinden Fuzûlî ve onun sufi yönü hakkında bilgiler vermektedir.”

Necip Fazıl Kısakürek’in İbrahim Aşki ile olan bağlantısının çok bilinmemesine değinen Yusuf Turan Günaydın tasavvuf yönünün Necip Fazıl’ın İbrahim Aşki ile geliştiğini söyledi. İbrahim Aşki’nin tasavvufi yönüne dikkat çeken Yusuf Turan Günaydın eserlerinin eğitici kitap niteliğinde olduğunu söylerken tercümeler de yaptığını söyledi. Yusuf Turan Günaydın, “Abdulhakim Arvasi’den önce Necip Fazıl Kısaküsek İbrahim Aşki’den etkilenmiştir. Tasavvufi yönden etkilenen Necip Fazıl Kısakürek Abdulhakim Arvasi ve İbrahim Aşki’den farklı yönlerde etkilenmiştir. İbrahim Aşki ile Necip Fazıl arasında öğretmen, öğrenci ilişkisi vardır.” diye konuştu.

NECİP FAZIL ŞİİRDEN VAZGEÇMEMİŞTİR

Dr. Necmettin Türinay konuşmasında Necip Fazıl Kısakürek’in şair yönünü vurgulayarak konuşmasına şöyle devam etti: “ Necip Fazıl Kısakürek yaşlılığında da şiir yazmaya devam etmiştir. Söyleyemediklerinin olduğunu yazarak ömrünün sonuna kadar şiir yazmak istemiştir. Bu istek çoğu şairde yaşlanınca kesilmiştir. 

Necmettin Türinay,” Üstadı tanımak, anmak, onunla geçirilmiş vakitleri hatırlamak işte böyle bir şey. Yani Necip Fazıl’ı yazılmış eserleri ile okumak ne kadar güzelse, onu yakından tanımışların hatıralarından dinlemek de ayrı bir zevk. Bu yüzden olmalı ki, aynı toplantıya iştirak bende de benzer duygular uyandırıyor ve niçin geçirilmiş güzel günler böyle hep şifahi kalıyor; yazıya, kitaba, hatıraya dönüştürülmüyor diye de ayrı bir hüzün duyuyorum. Dolayısıyla üstadın yanında yıllarını geçirmiş, onun çeşmelerinden kana kana sular içmiş, daha doğrusu da uslûp ve âdap edinmiş yakınlarına bir sitemimizi iletelim: Edebi bir eser sırf fikirden, didaktik nasihatten ibaret değildir. O aynı zamanda, sanatkârın uslûbuyla da birleşerek estetik bir hüviyete bürünüyor. Dolayısıyla üstaddan nakledilen jestler, mimikler, fıkra ve menkıbeler onun şahsiyetiyle birleştiği, uslûbuyla boyandığı takdirde asıl anlamına kavuşur. Öyle sanırım ki üstadın bu yanı, yayınlanmış yüz cilt eseri kadar önemlidir. şeklinde konuştu. Necip Fazıl’ın şiirlerinde tasavvufun olduğunu vurgulayan Necmettin Türinay, Abdülhakim Arvasi’ye Necip Fazıl’ın yaklaşmasının ana nedeninin içindeki boşluk duygusu olduğunu belirterek Necip Fazıl’ın Gurbet şiirini okudu. 

Kaynak: https://www.gazeteilksayfa.com/necip-fazil-kisakurek-vefatinin-40-yilinda-anildi-182154h.htm

Bu haber toplam 271 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim