İsmail Kara’nın önemli entelektüel tartışmaları içeren tüm kitaplarında şu ya da bu ölçüde Nurettin Topçu’ya ilişkin notların hayli yekûn tuttuğu bir gerçek. Eğer yakın veya uzak gelecekte çeşitli Topçu monografileri kaleme alınacaksa bunlar önemli ölçüde Kara’nın kitapları ve metinleri üzerinden olacaktır. Asım Öz’ün Star Açık Görüş’te (4 Ağustos 2018) yayınlanan yazısını önemine binaen alıntılıyoruz.
Türkiye’deki aydın, entelektüel ve mütefekkir figürlerini düşündüğümüzde, fikir hayatımızın önde gelen meselelerinin, kavramlarının bazı isimlerle sembolleştiğini hatta özdeşleştiğini fark ederiz. Felsefeyi, hem bir kavram inşa süreci, hem bir sezgi, hem de sosyal pratikler bütünü şeklinde ele alırsak saydığımız figürlere felsefeciyi de eklememiz icap eder. Ne ki daha düşünce tarihimizin nasıl yazılacağı konusunda bile çok ciddi tereddütler var. Çünkü Cumhuriyet kadrolarının muktedir olduğu yıllardan itibaren neşredilen düşünce dergileri, felsefe, bilim, din ve ilahiyat, güzel sanatlar, eğitim, sosyoloji, dil, folklor ve etnografya, iktisat ve siyaset bilimi, edebiyat ve toplumlar tarihini bir arada sunmaktan uzaktır. Düşünce tarihi olma iddiasıyla yayımlanan hacimli “yeni” çalışmalar ise Hilmi Ziya Ülken’den bu yana kayda değer mesafe kat edilemediğini gösteriyor. Hal böyle olunca bir düşüncenin bir başka düşünceye açılması, onun yolunu inşa etmesi, bir felsefenin, görüşün bir başka yaklaşıma yol vermesi bir türlü gerçekleşmemektedir.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/alinti/nurettin-topcu-yu-yeniden-kurmak-h29954.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.