Türk–İslâm medeniyeti saldırılara karşı her cephede direnmeye çalışıyordu. Özellikle iki cephe çok kritikti: Bunlardan biri Balkanlar diğeri de Kafkaslardı. Etnik kökeni ne olursa olsun Balkanlar ve Kafkaslardaki tüm Müslüman unsurlar Türklüğün birer uç kalesi gibi görülüyor; İslâm Sancağını düşürmek için saldıranlara karşı hem Osmanlı hem de Osmanlı'nın desteklediği bu yerel unsurlar direniyordu.
Balkanlar'da Boşnaklar için durum buyken, Kafkaslarda da Çerkesler hedefteydi. Anadolu Türkleri ile etnik olarak farklı olup olmadıkları tali bir mevzuydu. Kültürel ve tarihsel yakınlık olduğu gibi kaderleri de Türk-İslam Medeniyetinin tüm unsurları ile ortaktı. Düşman da bu yüzden saldırıyordu. Çerkesler Ruslara karşı direniyor ama hem güç hem silah hem de nüfus bakımından çok üstün olan Ruslar direnişin sonunda Çerkesleri bu topraklardan silmeyi hedefliyordu. Yüzbinlerce insanın sürüldüğü ve katledildiği Çerkes Soykırımı böyle vuku buldu.
Çerkesler yurtlarından koparılırken yerleşecekleri yer tabii ki Türkiye'ydi. Zira bu medeniyetin çocukları için "tüten en son ocak" burasıydı. Anne tarafımda anlatılanlardan iyi biliyorum: 1860'ların sonunda gelen Kafkas Müslümanı ailelerin hafızasında o sürgüne dair acılar hâlâ canlıdır. O hafızada da soykırımın, katliamların, işgallerin sorumlusu nettir: Çarlık Rusya'sı.
Devamı: https://www.aksam.com.tr/yazarlar/oguzhan-bilgin/cerkes-soykirimini-kim-yapti/haber-1223793
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.