On altıncı yüzyıldan itibaren Osmanlı ülkesinde yapılanmaya başlayan kahvehaneler giderek yaygınlık kazanmaya ve günden güne daha çok müşteri çekmeye başladı. Halkın bir araya geldiği, yorgunluk attığı, muhabbet döndürdüğü mekanlar haline geldi. İlk oluşumundan yüzyıllar sonra kahvehane kıraathaneye dönüştü. On dokuzuncu yüzyılın ikinci çeyreğinde, o dönem çıkan dergi ve gazetelerin okunduğu yerler oldu kahvehaneler. Şimdi ise kahvehanelerden kahve çekilmiş; çayın hakim olduğu, oyun oynamanın amaç haline getirildiği yerler haline gelmiş. Hele bir de bugün cafelerin türemesi ile iş daha da karmaşık ve çok katmanlı yapıya evrilmiş durumda. Kapitalizmin bayraktarı cafe zincirleri, onlara karşı çıkan yerli oluşumlar ve bütün bunlara rağmen hâlâ kahvehane/kıraathane olarak varlıklarını sürdürmeye çalışan mekanlar...
Bütün bunlar şüphesiz hayatın dönüşmesi ile doğrudan alakalı. Osmanlı’da var olan kahvehane müessesesi de kendi içerisinde değişiklikler geçirerek, seslendiği kitleyi çeşitlendirerek bugüne kadar öyle ya da böyle gelmiş. Çeşitli halk zümrelerinin toplaştığı muhtelif kahvehane zuhur etmiş bu süre zarfında. Cafelerin mebdei bazı kahvehaneleri sizin için derledik:
1- Esnaf Kahvehanesi
Esnafların uğrak mekanı idi. Özellikle Fatih, Eminönü, Balat, Beyazıt, Aksaray gibi esnafların yoğunlukta olduğu yerlerde yer alan kahvehanelerdir. Buralarda hem bazı esnaflar dinlenir vakit geçirir, hem de bazı esnaflar işlerini yürütürdü. İster istemez esnaf kahvehaneleri içerisinde doğal bir ayrım meydana gelirdi: İşçilerin, hamalların, seyyar çalışanların, arabacıların, kayıkçıların oturduğu yer ile, iş sahiplerinin, ticaret erbabının oturduğu yer farklı idi.
2- Âşık Kahvehaneleri
Buralarda âşıklar takılır ve karşılıklı atışırlardı. Saz sesi hiç eksik olmaz, dertler buram buram tüterdi. Genellikle kırsal alandan şehre sıkıntısına bir derman bulabilmek için gelen âşıklar burada kedilerine hemdert olacak kişiler ararlar ve şairliklerini konuştururlardı. Zaman zaman kahvehane sahibinin sorduğu muammalara bazı mahir saz şairleri cevap verir ve nam kazanırdı. En başından beri saray/şehir şairlerince hor görülen saz şairleri, şehrin daha da büyümesi ve âşık kahvehanelerinin şehirde silinmeye başlamasıyla köylerde, kasabalarda kendilerine yer bulmaya başlamışlar.
Devamı: http://www.dunyabizim.com/Manset/22436/osmanlidan-bugune-7-tip-kahvehane.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.