Ülkemizde, özellikle cumhuriyetten bu yana tek taraflı bir tarihçilik anlayışı hakim olmuştur. Tarihçiler ilmi tarihçilik yapamamış, tarih ilminin gerektirdiği tarihçilik anlayışını ortaya koyamamışlardır. İdeolojik baskıyı hep üzerlerinde hissetmişlerdir. Son zamanlarda her ilimde olduğu gibi, tarih ilminde de yeni gelişmeler meydana geliyor. Yeni yaklaşımlar, yeni yorumlar ortaya çıkıyor. Tarih ilmiyle ilgili olarak meydana gelen olumlu gelişmelerde, tarih dergilerinin de rolünü inkar edemeyiz. Derin Tarih dergisi de bunların en dikkat çekici olanlarından ve en önemlilerinden. Konularında otorite olan yerli, yabancı yazarlardan, tarihçilerden istifade edilmesi, görüşlerine yer verilmesi ve her şeyden önce konuları cesaretle ele alması tarih ilmine büyük katkılar sağlamakta, tarihçilik anlayışımıza yeni bakış açıları kazandırmaktadır.
Aralık 2015’te 45. sayısı çıkan dergi, kapağına “Yavuz Olmasaydı Hz. Peygamber’in Naşını Avrupa’ya Kaçıracaklardı” konusunu almış. Konuyu derginin genel yayın yönetmeni de olan değerli tarihçimiz Mustafa Armağan işlemiş. Tarihçiliğimizi değerlendiren, eleştiren bir girişle başlamış yazısına. “Tarih bir masal kitabı gibi okunursa Keşifler Çağı ‘bizden’ bağımsız bir sürprizler dizisi olur çıkar. Eyyubisi, Selçuklusu, Memlukleri ve Osmanlısıyla biz... Dünyaya ait hiçbir pozitif realiteye bulaştırılmayan ve ileri, gelişmiş ve modern olanın zinhar yanına yanaşamadığı, irtica, geri kalmışlık ve çağdışılıkla hadım edilmiş bir tarih bizimkisi. Velhasıl tarihinden ve coğrafyasından sürgün edilmiş, öbür yandan zihni de sömürgeleştirilmiş bir ‘biz’ ne kadar biz isek oyuz işte.”
Portekizlilerin hedefi Mekke ve Medine idi
Mustafa Armağan, keşifler çağı denilen Orta ÇağdaPortekizlilerin Haçlılık adına Müslüman dünyaya yaptığı seferleri, Safevilerle ve Şah İsmail ile Osmanlı ve İslam dünyasını çökertmek adına kurdukları şer ittifakını belgeler ışığında gözler önüne serer. Yine Avrupa’daki Şah İsmail algısı ile ilgili çok çarpıcı bilgiler verir. Armağan, “Yavuz Sultan Selim, İslam'ın kutsal beldelerini Osmanlı ağacının gölgesine almasaydı, tarih çok başka şekilde cereyan edebilirdi. Zira Portekizli deniz komutanları ellerini çabuk tutup Yavuz’dan önce kutsal toprakları ele geçirmek için plan üstüne plan yapıyorlardı” diyerek Yavuz’un Memluklular üzerine yaptığı seferin arka planındaki tarihi süreci, Portekizli denizcilerin İslam'ın mukaddes toprakları ve değerleriyle ilgili sinsi planlarını anlatır.
Portekizliler Müslümanlar üzerine saldırı için ilk defa 1317 yılında teşebbüse geçmişler. Bunun için Papa’dan maddi ve manevi destek de almışlar. Kuzey Afrika’da önemli merkezleri alarak ticaretin merkezine yerleşmişler. Kızıldeniz’i kuşatmışlar. Burada bölge halkına ticaret yaptırmamışlar. Memlukler de Portekizlilerle verdiği mücadeleden zayıflayarak çıkmış. Hint Okyanusuna da hakim olan Portekizliler, Müslümanların kutsal beldelerini tehdit eder hale gelmişler. Mekke ve Medine hedeflerindedir. Hz Peygamberimizin (sav) naşını Avrupa’ya kaçırmak düşüncesindedirler.
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/22493/portekizlilerin-hedefi-mekke-ve-medine-idi.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.