Bâb-ı âli ve bütün o mübarek çevre, Haçlı talanıyla darmadağınık edilmekte.
Günümüz Türkiye'sinde Cumhurbaşkanlığı "Çankaya" kelimesiyle ifade edilebilmekte. Başbakanlık için boşluk var; başbakanlık bir remzle söylenemiyor. Şu günlerde denilen "başbakanlık yeni binası" remz/sembol değil, tariftir. Halbuki Tanzimat'tan sonra Sadaret yani Başbakanlık "Bâb-ı âli" şeklinde zikredilmekteydi. Bugünkü İstanbul Vilayet binası, Tanzimattan Cumhuriyete kadar sadaret olarak kullanıldı. Külliyenin Gülhane'ye açılan kapısı, ihtişamlı yüksek bir kapıdır. Bundan dolayı "hükümet" veya "sadaret" derken kısaca "yüksek kapı" anlamında "Bâb-ı âli" denmiş, sonra bu sıfat oturmuştu...
Yazının devamı için: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/rahim-er/581345.aspx































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.