• İstanbul 12 °C
  • Ankara 4 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 5 °C
  • Sakarya 9 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 10 °C
  • Bolu 7 °C
  • Bursa 11 °C

Romancılar birer eleştirmenlermiş gibi okunabilir

Romancılar birer eleştirmenlermiş gibi okunabilir
Yunus Emre Tozal, ''Türkiye’de Eleştiri Dergileri ve Kitap Dergiciliği'' başlıklı söyleşide yakın geçmişteki kültür hareketlerinin mahiyeti ve kitap dergiciliğinden söz etti. Sadullah Yıldız etkinlikten notlarını aktarıyor.

Bilim ve Sanat Vakfı’nda 14 Kasım 2015 Cumartesi günü Yunus Emre Tozal’ın “Türkiye’de Eleştiri Dergileri ve Kitap Dergiciliği” başlıklı bir sohbeti vardı. Tozal, yakın geçmişteki kültür hareketlerinin mahiyeti ve niteliğinden dergiciliğe ve daha özelde Ayraç dergisindeki serüveninden söz ettiği bir yolculuğa çıkardı bizi.

Eleştiri ile ilgili ilk gelişmeler Tanzimat’tan itibaren çıkıyor meydana. Bilhassa Ahmet Mithat Efendi’yle gazete yahut roman üzerinden yürüyor ilk olarak. 50’li yıllarda I. Yeni’de Orhan Velietrafında, sonra Tanpınar ve Yahya Kemal’de, 70’lerde ise Cemal Süreya etrafında ilerlemiş eleştiri, genel olarak. Sözgelimi, Tanpınar’ın “Yaşadığım Gibi”sinin bir tür eleştiri olarak okunmasının mümkün olduğunu, bunun Türkiye’deki kültürel-sanatsal gelişimin izleğine dair bir perspektif sunduğunu söylüyor Tozal.

Günümüzde ne durumda peki eleştiri kurumu –ve tabii kitap eleştirisi? Basit bir mukayeseyle, 1960-85 ve 2000-15 aralarında yayınlanan kitapları karşılaştırırsak günümüzde edebiyat ve eleştirinin ne kadar boşaldığını ve o zamanki hareket ve hızın olmadığını kolayca görebiliriz, diyor Tozal. 70’lerdeki Halkın Dostları dergisi etrafında şekillenen eleştiri ve şiir atmosferinin öyle etkili olduğunu belirtiyor ki bu havanın 80-90’ların da atmosferini oluşturmaya katkısı bulunduğunu söyleyerek günümüz için süren sönük profillerle o dönem arasındaki uçurumun varlığını söz konusu ediyor Yunus Emre Tozal.

90’larda sol tarafta Enis Batur öncülüğünde Gergedan ve sağda Mustafa Kutlu öncülüğündeDergâh dergileri, aynı zamanda bir toplanma yeri görevinde. Dergâh’ın baş sayfalarında İsmet Özel’in zirve şiirlerini görebileceğimiz gibi Gergedan'ın da II. Yeni’den sonraki isimleri etrafında topladığı görülüyor. Yani 65-80 sonrasında, 90’larda da hareketlilik sürüyor. O dönemde şiir kasetlerinin de oldukça iyi satılıyor olması ve bununla birlikte fotoğrafın tamamındaki kriterlere baktığımızda bunun bize bir şey söylediğini ifade ediyor Yunus Emre Tozal. Eleştiri ve edebiyatın ne durumda olduğuna dair bir şey.

Kitap dergiciliği nedir?

Bir dipnot düşmek gerekirse Yunus Emre bey, romancıların birer eleştirmen gözüyle okunması gerektiği fikrinde: “Mustafa Kutlu’nun Ya Tahammül Ya Sefer kitabı başlı başına bir eleştiridir ve ilk okuduğumda, 2000’li yıllardan sonra yazıldığını tahmin etmiştim. Oysa 1983’te yazılmış. Ve şu anda edebiyat dünyasının neden bu kadar gerilediğiyle ilgili konulara başlı başına bir cevaptır Kutlu’nun kitabı.”

Geçmiş dönemlerde de şimdi de en önemli eleştirmenler aslında en önemli romancılardır.Orhan Pamuk’un kitabı Cevdet Bey ve Oğulları, henüz ilk eseri yazarın. 70’lerde tefrika hâlinde yayınlanıyor. Orada Osmanlı’dan cumhuriyete modernleşme safhasını izliyor, çeşitli karakterlerle tanışıp çevrelerinde şekillenen ilişkilerle bir modernleşme romanı okuyoruz.” Modernleşmeyi anlamak için illa teoriden yürümek gerekmiyor, bunun romanlardan da izini sürmek mümkün. Keza, Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nde de modernleşme üzerindeki en önemli kavram olan zaman meselesini okumak, aslında yazarın bir olgu-algıya dair söyleyeceklerini geniş geniş ve hazmettirerek sunması demek.

Burada da bir kitabı, ‘kitap tanıtımı’ kalıbının dışına çıkarak ele alabilmenin önemi devreye giriyor. Ayraç dergisinde bu kalıpların dışına çıkmaya çalıştıklarını söyledi Tozal. Tanıtım-tahlilden ziyade kitaplar arası metinleri ele almışlar dergide. Peki kitap dergiciliği nedir ve neyi hedeflemişlerdi bununla: Kitaplar ve metinler arası bağ arayışını gözeten ve bu okumalarla okuru da besleyen bir konsept. Kitap tanıtımı olmaz değil; o da olabilir dergide ancak “en önemlisi okurun zihnini bir konuma oturtabilmek. Yani Cevdet Bey ve Oğulları’nı sadece işlemek değil, onun modernizmle olan ilişkisini ortaya çıkarabilmek.”

Ayraç’ın “Türk Romanı ve Modernite” sayısında TanpınarYusuf AtılganOğuz Atay, İhsan Oktay AnarHasan Ali Toptaş ve 2000’lerde gündeme daha çok gelen Orhan Pamuküzerinden izlek oluşturup romanın gelişimini izlemişler. Burada okura sundukları bakış açısının romanın gelişimi ve Türkiye’de neleri etkilediği üzerine bir uğraşı yansıttığını söylüyor Tozal: “Bunu belirli bir kalıp içinde değil, belirli bir izlek içinde sunuyoruz ki okur da kendi oluşturabildiği izleğe başkalarını da eklesin.”

Kitap dergiciliğinin en önemli tehlikelerinden biri, incelenen olgu-şeyi herkesin subjektif şekilde katıldığı bir fikir ortamına göre inceleyememek. Böyle olunca kitabı olması gereken konuma koyamamak sonucu çıkıyor. Bu hem okuru yanıltmak hem de Tozal’ın deyişiyle “kendini ele vermek” anlamına geliyor. Ayraç’ın kadrosu genişlediğinde rahat ettikleri yönlerden biri de bu olmuş ve zaten genişlemenin sebebi de yine buymuş. “Gezi Parkı olayları” için çıkardıkları sayıda da “1915 olayları” sayısında da yapmaya çalıştıkları, tam olarak bir fikrin direkt savunuculuğundan ziyade yine bu olmuş. Yayınlanmış kitapları ele alıp konuya eğildiklerinde şöyle bir sıkıntıyla karşılaşmışlar: “Herkes parmağıyla bir yeri işaret edip oraya bakmanı istiyor ve sen de sadece oraya bakıyorsun. Ama yaşanmış şeylere odaklandığınızda sizin de bir izlek oluşturabilme imkânınız oluyor.”

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/22174/romancilar-birer-elestirmenlermis-gibi-okunabilir.html

Bu haber toplam 1135 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim