“Salgın küresel güçlerin zafiyetlerini açığa çıkardı”

8 Haziran 2020 tarihinde Sami Bayrakçı’nın hazırlayıp sunduğu söyleşide “Salgın Sonrası Dünya Düzeni ve Müslümanların Sorunları” gündeme geldi.

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol  Akgün’ünde katıldığı programda salgının başlangıcında ve devam eden sürecinde dünya ülkelerinin durumunu değerlendiren Genel Başkan Arıcan, “Her şeyden önce bir zihniyetin iflasını görüyoruz. Küresel güçler o kadar da güçlü değilmiş. Karşımızda, ruhunu kaybetmiş bir dünya var. Zannettik ki insanoğlu her şeyi belirliyor. Allah’ın kanununu unuttuk. Tarihi belirleyenin Allah olduğunu unuttuk. Pozitivizm başımızı döndürdü. Tarihe baktığımızda birçok örnekler var. Salgın ile tarihi yeniden okumalıyız. Hz. Peygamber (s.a.v.) döneminde de salgın vardı.” dedi.

Kriz dönemlerinde daha cesaretli oluyoruz

Amerika’daki dergilerde Hz. Peygamber’in temizlikle ilgili hadislerinin yayınlandığını, bir çok ülkede ezan okunduğunu belirten Başkan Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü: “ Olağanüstü durumlarda kendi içimizdeki cevheri dışarı çıkarabiliyoruz. Kriz dönemlerinde daha cesaretli oluyoruz. Müslüman zihinde, akılda bu kabiliyet potansiyel olarak var. Bu anlamda İkbal, uyuyan aslanlara benzetir Müslümanları. Farabi’nin “Medine’tül Fâzıla” “Es-Siyasetü’l Medenîyye” eserleri Kur’an ve Sünnet’ten ruhunu alan eserlerdir. Farabi’nin insan merkezli vurgusu olmuştur her zaman.”

Her zaman mazlumların yanında olduk

Dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de salgın tehlikesinin devam ettiğini ve bu süreçte mutlaka özeleştiri yapmamız gerektiğine vurgu yapan Arıcan, milletimizin mazlumların yanında olmak gibi önemli bir özelliğinin olduğunu belirtti.

İnsani duyguların önemine değinen Başkan Arıcan, “Merhameti, vicdanı, irfanı kaybettiğimizde yapay zekâlar insanlığı yok edecek. Belki de insan kendi eliyle hemcinsi olmayan bir robotla çatışacak. Kendimize düşen sorumluluğu, vazifeyi, ödevi iyi bilip insiyatif almalıyız. Proaktif olarak, sorumluluk alabilmeliyiz. Dünyaya söyleyecek çok sözümüz var aslında. 90 ülkeye yardım götürdük. Türkiye bu süreci insiyatif alıp çok güzel yönetti.” diye konuştu.

Güven en büyük erdem

Salgın sürecinde kültür-edebiyat-sanat alanındaki gelişmelere dair izleyicilerden gelen bir soru üzerine Başkan Arıcan şunları ifade etti:

“Bugün çoğu ütopyanın bir süre sonra sıradan bir hale geldiğini görüyoruz. Hayalperestlik ayrı, büyük rüyaları olmak ayrı. Sabri Ülgener’in “Zihniyet ve Din” kitabı var, hep anlatılıyor. Tembellik, cehalet, miskinlik bu hastalıkları atalım. Bizim bu dünyada olma nedenimiz; Dünyayı mamur etmek. Herkes çalışacak, üretecek, fikir üretecek. Hayat felsefemizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Kritik-analitik bakış açısı bize çok zaruri. Ankara’dayız, Ankara’da Hacı Bayram-ı Velî Hazretleri var. Dünya ahiretin tarlası. Haksızlık yapmayacağız. Alçakgönüllü olacağız. Güven en büyük erdem. Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl, Nurettin Topçu gibi, günümüzde yaşayan Sezai Karakoçlar gibi önümüzü aydınlatacak çok önemli değerlerimiz var.”

Salgın döneminde önemli edebi eserler yazılıyor

Konuşmasında geçmiş zamanlarda da salgının edebiyata konu olduğunu, bir çok önemli buluş, eser ve yeniliklerin salgın döneminde ortaya çıktığının altını çizen Genel Başkan Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “Bu süreçte insanlarımız kendilerini dinledi, iç dünyalarına yolculuklar yaptılar. Bir çoğu içinde bulunduğu durumu, hissettiklerini yazdı, yazmaya da devam ediyorlar. İyi bir fikir, güzel bir durum olduğunda birbirimize iltifat etmeliyiz. Denemeler, hikâyeler, şiirler yazılmalı bu dönemde. Disiplinli, sistematik çalışarak bu zamanlarda çok güzel yazılar çıkacaktır. Türkiye Yazarlar Birliği olarak “Salgın Edebiyatı” konusunda bir çalışma başlattık. Yayınlanma talebiyle çok da güzel yazılar geliyor. Shakespeare veba salgınından sonra en büyük eserini yazar. Newton, salgında doğaya çekilerek fizik yasasını buldu. “Kendini bilen Rabbini bilir” Kutsi Hadisi’nde olduğu gibi kendimize döndük. Yunus Emre “ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.” diyordu. Dinin temeli ilim. İlim Allah’ın bir sıfatı aynı zamanda. Alim-i Mutlak olan Allah. Son yüzyıldır iyi bir sınav vermedik. 19. yy. pozitivizmi, bilim anlayışı ile manevi alanı ıskaladık. İnsanî bilim, ahlâkî bilim anlayışı gerekli. Dünya bir değişime gebe. Daha ihtiyatlı, daha kontrollü olacağız. Krizi iyi değerlendirip olumsuzluklara kapılmadan avantaja dönüştürmeye çalışmalıyız.” dedi.

Mahmut Erdemir – Rabia Nur Akmaz