Gerçeği ve doğruyu söylemek gerekirse, neme gerekti Seferihisar belediye başkanını yazmak?.. Benim için Seferihisar’ın önemi, sadece Çağan Irmak’ın kasabası olmasıdır; güzel sahil kasabası olmasıyla bile ilgilenmiyorum.
İzmir’e bağlı Seferihisar belediye başkanlığı ve Tunç Soyer ile ilgili ilk bilgim 2014 yılı 30 Mart’ında yapılan belediye başkanlığı seçimi dolayısıyladır. O seçimden önce, gazetelerden birinde “MHP’liler Seferihisar’da kendilerini mahkum eden Mamak Askerî Baş Savcısı Nurettin Soyer’in oğlu olan CHP adayı Tunç Soyer’i destekliyorlar.” cümlesini görmüş; Mamak günlerini, idam edilen arkadaşları ve içerden cenazesi çıkan rahmetli İsmail Şimşek’i hatırlayıp hüzünlenmiş ve gazetedeki cümlenin yanlış olmasını temenni etmiştim. (Sonradan öğrendim ki, münferiden böyle bir destek olmuş.)
İşte bu belediye başkanı, geçenlerde, Seferihisar’dan gazel okuyup, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yürütülmekte olan güvenlik operasyonunu yozlaştırma amaçlı laflar etmiş. (Naaber MHP’liler?..) Meğer geçen sene Seferihisar’da bir Kürt gecesi düzenlenmiş (Türk gecesi düzenlense faşizm, kışkırtma ve bölücülük olur; Kürt gecesi olunca bir şey olmaz.) ve o gecede DBP (HDP’nin yerel uzantısı Demokratik Bölgeler Partisi)’li Sur belediyesi ile Seferihisar belediyesi, kardeş olmuşlar. Kardeşliği elbette alkışlarız. Keşke bütün dünya kardeşlik bilinciyle hareket etse ve savaşlar keşke hiç olmasa!.. Ve bunu da en çok PKK’lılar özümseseler de “özyönetim” saçmalığına sapmasalar.
Seferihisar’dan gazel okuyan başkan, demecinde Sur ilçesini kasd ederek “Şimdi buralarda günlerdir sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Operasyon ve çatışmalarda insanlar ölüyor. Dünya mirası tahrip oluyor. Elimizden bir şey gelmiyor. Utanç içindeyiz, içimiz kanıyor, kahroluyoruz.”
Mamak’ın C5 işkencehanesini hatırlatan Savcısı Nurettin Soyer’in oğlunun verdiği demeçte, ilk bakışta “insanlık” yüceltiliyor… Her zaman insanlık yüceltilmeli… Doğru… Ama insanlık yüceltilirken, orada “insanların ölmesi”nin sebebi olarak PKK’nın terörü ve özyönetim iddiasının yol açtığı durumdan hiç söz edilmiyor demeçte. Varsa yoksa yüklenilen, suçlanan “operasyon”… Ve operasyon anında vuku bulan “çatışmalar” sanki, operasyon olmazsa, çatışma olmaz; çatışma olmazsa “insanlar” da ölmez. Tekrar dikkat edin “insanlar” Yani bu insanların özel durumları, askerler, polisler, sivil vatandaşlar değil; insanlar. Niye “insanlar”? Çünkü “insanlar” dediğin zaman PKK’lı teröristleri de dahil etmiş olursunuz üzüntünüze (Veya politik amacınıza).
Bütün bunlar, İzmir’in bir ilçesi olan Seferihisar’da oluyor hanımlar, beyler!.. CHP’nin sarsılmaz kalesinde oluyor yani… PKK’lı teröristleri ağzına almadan “operasyon” yürüten asker ve polisimizi, zımnen eleştiren belediye başkanı, CHP’nin Seferihisar belediye başkanı ediyor bu lafı. Kafes filminde gördüğünüz Mamak işkenceleriyle ve 220 ülkücünün idamını istemesiyle ünlü askerî savcı Nurettin Soyer’in belediye başkanı olan oğlu veriyor bu demeci.
Sur’da, Silopi’de, Nusaybin, Dargeçit, Cizre’de halkın PKK zulmünü yaşamasına dair tek kelime etme; halkın o ilçelerde göçe zorlanması karşısında gıkın çıkmasın; ondan sonra “Operasyon ve çatışmalarda insanlar ölüyor.” de…
Haaa!... Unutmadan… Sayın başkan madem orada olanlara yüreğin yanıyor… Sahibi olduğun Teos Tatil Köyü’nü, Sur, Silopi, Nusaybin, Dargeçit ve Cizre halkına aç!… Kış kıyamette rahat etsin masum Kürtler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.