• İstanbul 20 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 17 °C
  • Sakarya 20 °C
  • Şanlıurfa 23 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 22 °C
  • Bolu 18 °C
  • Bursa 20 °C

Şehir Araştırmaları Merkezine Farklı Bakışlar

M. Ali ABAKAY


“Şehir Araştırmaları Merkezi'ne duyarsızlığın sebebi nedir?” sorusuna cevap verebilme adına ne diyebilir, insan?

Arkeolojiyi öğretirken, elbette Yunanî arkeolojiden bahsedilmesi lazım, mitolojiye değin birçok alanda kişinin bilgi sahibi olması esas alınmaktadır. Roma Dönemi’ni detaylıca ele alan bu bilim dalı, iş binbeşyüz-ikibin sene öncesine gidince tıkanıp durur, adeta. Siz, beşbin sene önce olanı ve biteni bileceksiniz de bin-ikibin sene önce olan arkeolojik tarihe duyarsız kalacaksınız. Bunu izah etmek, mümkün müdür?

Kazılarda eldeedilen buluntuların insanlığın binlerce sene önceki yaşantısına ayna olduğunu kabul eder ve buluntulardan yola çıkarak, ilim dünyasına buluşunuzun patentinin kendinize ait olduğunu tescillersiniz de medeniyetinize ait olanlara sıra gelince durur kalırsınız..

Tarih alanında araştırmalar yaparsınız, hangi şahsın neyi nerede söylediğinie adeta şahitlik edercesine belirtirsiniz de kendi tarihinize gelince yabancı kaynaklarda ne yer alırsa onunla yetinir, kendi tarihinize yabancı kalmış kimliğinizin gereğini yerine getirirsiniz. Bunun akılla izahı var mıdır?

Kendinize ait tarihe dair dedikodulardan öte gitmeyen, magazin boyutunu aşmayan çelik-çomak oyunu ile yetinir, Asya’ya, Avrupa’ya, Afrika’ya uzanan tarihinizi demokrat olma adına, entellektuel olma vasfınıza uygun inançla alaka kurmama adına laiklik sendromunu yaşar, ceddinizin yaşadığı yüzlerce seneyi adeta yok sayarsınız.

Mimarî alanında kendinizi donanımlı hisseder ve alanınızla ilgili herşeyi merak saikiyle yola çıkarsınız da kendi medeniyetinizin mimarî anlayışını ortaya çıkarmada yetersiz kalırsınız. Bunun vicdanla alakasını nasıl izah edebilirsiniz?

Önünüzde devasa yapılar durur, hanlar, hamamlar, köprüler, kümbetler, mezarlıklar, kaleler olanca heybetiyle ayakta iken, mimarî anlayışınıza ters düşen ibadethanleri görmezden geçerek, bunların içinde bilinenlere dair kısa notlarla işi geciştirmeyi esas bilirsiniz.

Başkasının emrine amade, kendi medeniyetinize yabancı durur, ancak başkasına ait olana izah sırası gelince kendi medeniyetinize ait olandan lütfen değinirsiniz.

Musıkî alanında birçok eser vermiş isimler dururken çağdaşlık yaftasıyla damgalanmış, başka müzik eserlerini dinler de kendi eserlerinizi umursamaz ve başkasına ait yüz senelerce geçmişe sahip eserleri dinlemede üzerinize yoktur.

Sosyolojide, psikolojide, felsefede, iktisad alanında, edebiyatta, sanatta, fikirde olmak üzere kendi medeniyetine ait değerlere geçmişten gelen yabancı kalma adedini bugüne miras taşıyanların, medeniyetlerinin gün ışığına çıkartılmasını hazm etmemeleri, tamamıyla kendi kontrollerinde olan medyada yankı bulurken, başkası tavrını takınmaları ve kendi medeniyetlerini ötekileştirmeleri affedilemez bir davranıştır. Dünden bu güne gelen alışkanlıklarından vazgeçmeyenlerin kendi köklerine yabancı kalmalarını anlamasına, anlamaktayız da devamı karşısında söyleyebileceğimiz benliklerinin yabancılşatırılmasına bu denli sahip çıkmalarını anlamak oldukça zordur.

Şehir Araştırmaları Merkezi, ülke çapında kabul görür ve destek çıkan olursa, dünden bugüne gelen ihmallerin ortadan kalkması oldukça kolaylaşır ve medeniyetimizin yeniden inşaı yolunda önemli mesafe kat etmiş oluruz.

Bugün dünyanın birçok sancılı coğrafyasında sıkıntı çekenler varsa, bu sıkıntıların ve sancılı coğrafyaların müsebbibi olanlar karşısında sorumluluğumuz söz konusudur. Biz, bu sorumluluğumuzun idraki içinde Şehir Araştırmaları Merkezlerinin öneminin ne denli olduğunu etkinliklerle ortaya koymak ve insanımızda tarih, kültür, sanat, edebiyat olmak üzere bu çerçevede insanımızın bilinçlenmesini arzulamaktayız. Bu şuur içinde mananın anlama kurban edilmemesinin gerekliliğini ifade etmek istiyoruz.

Coğrafyası paymal edilmiş bir medeniyetin yeryüzü üzerinde uğradığı bir çok baskı, çektiği sıkıntı, uğradığı inanca, cana, mala, tecavüz hareketleri ve programlı biçimde gelişen soykırımlar, halen devam etmekte olan uygulamalar, elbette Şehir Araştırmaları Merkezi’nin ilgi alanındadır. Dünyanın neresinde olursa olsun, haksızlığa uğrayan kim olursa olsun, “ Zalimin zulmü karşısında susan dilsiz şeytandır.” ifadesinin şiar edinileceği Şehir Araştırmaları Merkezi, bizim için idealimizin parlayan seher yıldızı konumundadır.

04.08.2012

Bu yazı toplam 1044 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim