Mekânlar bazen sizi yaşadığınız zamandan bambaşka iklimlere, hallere, yolculuklara taşır. Mekânların şahitliğinde siz kendi küçük dünyanızdan, oradan aldığınız hız ve ilhamla engin seferlere çıkar, sizden asırlar önce yaşamış o mekânın havasını solumu,ş suyunu içmiş şahsiyetlerin hemen yanıbaşında kendinizi bulursunuz. Yorgun bedeniniz, bu zamanın rahat ve rehavet bağışlayan koltuklarında yığılı, ruhunuz perde perde sözcüklerin kanadında, meltem gibi akan musikinin yüreğinize işleyen eşsiz tınısıyla geçmişe, ayrılıklara, hüzünlere, aşka, coşkun paylaşımlara, zirve halini almış şiirin ve musikinin eşsiz duraklarına konuk olursunuz.
8 Şubat Pazar günü, şaire Fatma Şengil Süzer’in nazik davetiyle Yenikapı Mevlevihanesi'ne misafir olurken Eskişehir’den gelen şaire hanımefendiyi de İstanbul’da konuk etmek nasip oldu. Kıymetli dostlarla Fatma Hanımın sohbetinde bulunduk; Şubat yağmurları Yenikapı Mevlevihanesi'nin asırlık parke döşeli bahçesine, devasa kubbelerine rahmet sağanağıyla dökülürken, şaire hanımefendinin de anlattığı Fuzuli’nin ‘Su Kasidesi’ ruhumuzu dirilişe taşıyan abıhayat suyu gibi öylece aktı. Nurdan Çetinkaya ve musikişinas arkadaşlarının yüreğimizi ılıman iklimlere taşır gibi yumuşatan, ılgıt ılgıt bahar meltemleri gibi musikinin akışını nasiplendiren eserleri dinlerken de bu mekânda olduğumuza ne denli şükredenlerden olduk.
"Eskiler suya rahmet derlerdi"
Fatma Hanım söze Besmele ile başladı ve sohbetine şöyle devam etti: “Her işe Besmele ile başlamak gerekir, yoksa Besmelesiz başlayan her iş noksandır. Sözü suya benzetirler, şiir de sudaki inciye benzetilir. Şiir sözün en üst noktasıdır. Fuzuli Su Kasidesi’ni Peygamber Efendimize yazmıştır. Gelmiş geçmiş en büyük na't-ı şeriflerdendir. Dorukta bir şiirdir. Ben elimden geldiğince ilk beyitten itibaren belki de haddimi aşarak anlatmaya çalışacağım.”
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/19468/sozu-suya-siiri-de-sudaki-inciye-benzetirler.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.