Susmak zor, yazsan dinleyen yok

Namık AÇIKGÖZ
Yok Süheylâ; hiç yazı yazasım yok!...
 
Elim klavyeye gitmiyor…
 
Aklım karmakarışık…
 
ABD, dünyanın pimiyle oynuyor ikide bir. Dün Suriye’de kan döktü; önceki zamanlarda Afganistan, Irak, Libya, Mısır ve Yemen’de. Nerede kan varsa ABD oralarda fink atıyor, kurşu  atıyor, bomba atıyor, füze atıyor!...
 
Dikkat ediyor musunuz? İkinci Dünya savaşından sonra Kore savaşı hariç, kan ve can pazarı İslam coğrafyasında kuruluyor. Kitle halinde katliamlar İslam coğrafyasında hayata geçiriliyor. Çeçenistan’dan Tamillere, Doğu Türkistan’dan Saraybosna’ya kadar bu coğrafyada bir türlü kan dinmiyor.
 
Ortadoğu’nun bağrına 1948’de saplanan İsrail hançerini ABD ikide bir oynatıp duruyor ve her oynayışta Ortadoğu biraz daha kana gark oluyor.
 
Sabra ve Şatilla katliamı (17 Eylül 1982) gibi bir vahşeti yaşayan Filistinliler, bu katliamda 2.750 şehit ve binlerce yaralı vermişlerdi. Aynı İsrail, 14 Mayıs günü 62 Filistinli’yi şehit etti; binlerce gazi var.  Neredeyse her Filistinli gazi!...
 
14 Mayıs günü ABD’nin büyükelçilik binasını Kudüs’e nakletmekle ABD yeni bir bombanın pimini çekti.  Filistin merkezli Ortadoğu meselesi artık daha yoğun bir şekilde yaşanacağa benziyor.
 
Yıllardan beri yazılıyor, çiziliyor, konuşuluyor, toplantılar yapılıyor!...
 
Sonuç?...
 
Kellim kellim lâ yenfa’’…  (Konuş konuş faydasız)
 
Karşımızda söz dinleyen ülkeler yok!... Kovboy ve Salamon dinlemeye değil, öldürmeye kodlanmışlar.
 
Araplar da ya meseleye sağır. İttifak etmemekte ittifak etmiş olan Araplarla bu iş olmaz. Suudamerika gibi bir müttefikle hareket eden kovboy, bu vesileyle İslam ülkeleri üzerinde güç devşiriyor.
 
ABD ve İsrail, ne laftan anlıyor, ne de diplomatik dilden. Hak davası değil, güç davası peşinde olan Kovboy ve Salomon ile anladığı dilden konuşmak lazım ama bizim gibi köklü bir devlet geleneği olan ülkeye eşkıyalık yakışmaz. 
 
Kovboy ve Salamon ile konvansiyonel savaş yapılamayacağına göre asimetrik savaş dayatılıyor demektir.  Türkiye, geleneğine ters bir şekilde asimetrik savaşa kalkışsa, başarır ama yapmaz. Fakat bu deli birinin çıkıp ABD ve İsrail’in yüreğine çökmeyeceği anlamına gelmez. Dünyada bir sürü çılgın fanatik var. ABD bunları yakından tanıyor. Çünkü bazılarını kendisi besledi. Şimdi o çılgın fanatikler silahı yeni ikiz kulelere çevirirse, bundan ABD ve İsrail sorumlu olacaktır.
 
Yazıyoruz ama sonuç alamıyoruz.
 
Bacaklarını daha önce Filistin’e feda etmiş olan  Fadî Ebu Sâlih 14 Mayıs günü şehit oldu. Aynı gün 8 aylık Leyla şehit oldu. Yeni bir Sabra-Şatilla, yeni bir Srebrenitsa, yeni bir Doğu Türkistan, yeni Karabağ, yeni bir Çeçenya’dır bu…
 
Her birisi ayrı ayrı ve acı acı yazılan trajedilerdir bunlar!...
 
Yazdık da ne oldu?
 
Konuştuk da ne oldu?
 
Fadî Ebu Salih’in ölmesini engelleyebildik mi?
 
8 aylık Leyla’nın ölümünü ve 60 kişinin ölümünü engelleyebildik mi?
 
Doğu Türkistan’da sessiz sedasız bir cinayet işlendi.  Başkent Urumçi'de bulunan Urumçi Tıp Üniversitesi Rektörü ünlü Tıpçı Prof. Dr. Halmurat Gafur aylardan beri tutulduğu Çin işkence kamplarında kendisine yapılan insanlık dışı işkencelere dayanamayarak vefat etti. Duyduk mu? Engel olabildik mi?
 
Engel olamadıysak ve İslam dünyasında kan akmaya, canlar verilmeye devam ediyorsa, yazmanın faydası ne?
 
Hiç yazı yazasım yok Süheylâ!...
 
Elim klavyeye gitmiyor.
 
Çarşamba’ya yazman gereken yazı, isteksizlik yüzünden Perşembe’ye kaldı.
 
Ne yapmalı bilmem!...
Bu yazı toplam 786 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim