Konuşanların üslubuna ve yaklaşımına dikkatle bakıldığında, kim gerçekten Gazze’deki mazlumların derdine düşmüş, kim meseleyi kendi siyasî duruşu için istismar ediyor, kim masumların acısına gözyaşı döküyor, kim sadece kendi öfkesini ve kinini tatmin derdinde, çok net biçimde anlaşılıyor. Sözde zalimi kınayıp mazlumu kollar gibi göründüğü halde, sadece kendi şöhretini ve tuttuğu tarafın kalabalığını artırma derdine düşen veya ideolojik saplantılarını tatmin peşinde koşan pek çok kişi var. Gazze, Filistin, Kudüs, Mescid-i Aksâ, sadece kullanışlı ve bol kâr getiren birer malzeme onlar için. Sadece o kadar.
Bu bir kalp okuma veya suizan değil. Doğrudan doğruya, kullanmayı seçtikleri üslup niyetlerini apaçık ele veriyor.
Sizi bilmem, ama ben bir samimiyet ölçüsü olarak, Gazze ve Filistin için sesini yükselten birinin Suriye’de 2011’den bu yana can veren 500 binden fazla Müslüman hakkında ne yorum yaptığına bakıyorum. Yanlış anlaşılmasın: “Acı yarıştırmak” derdinde değilim. Yalnızca ahlâkî bir tutarlılık, erdemli bir çizgi ve kalplerde bir samimiyet arıyorum. Bir coğrafyada katledilen Müslümanlara ağıt yakarken, onun hemen yanı başında katledilen başka Müslümanlara gözlerinizi ve kulaklarınızı tamamen kapatıyorsanız… Bir coğrafyadaki Müslüman katillerini lanetlerken, onun hemen yanı başındaki başka Müslüman katillerini coşkulu bir şekilde destekliyorsanız… Bir bölgedeki Müslüman mazlumları sosyal medyada sürekli paylaşırken, hemen yan bölgedeki başka Müslümanları “emperyalistlerin kuklaları” olarak zemmedip yerin dibine batırıyorsanız… Kusura bakmayınız, derdinizin Filistin, Gazze ve Kudüs olduğuna kimseyi inandıramazsınız.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/taha-kilinc/vicdan-terazisi-4618861
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.