Tarihçi, Yazar Mehmet Emin Gerger’in 100. Kitabı Yayınlandı!..

Tarihçi, Yazar Mehmet Emin Gerger’in yazdığı; Bosna’da Sırp Vahşeti ve Aliya İzzetbegoviç adlı Kitap, Gerger Yayınları tarafından yayınlandı. Gerger’in 100. Kitabı olan eser, üç ana bölüm ve toplam 305 sayfadan oluşuyor.

Kitabın Önsözünden bir bölüm şöyle: “Bosna- Hersek, 84 yıl evvel elimizden alınan vatan parçası. Bosna’da soğuktan titreyerek, açlıktan mecalsiz kalarak tevekkülle ölümü bekleyen doksanlık ihtiyarlarda, Osmanlı nüfuz kâğıdı vardır. Anadolu Türklerinin oluşturduğu Akıncılar, Bosna topraklarına ilk adımlarını 1380’de attılar. Devlet olarak tarih sahnesine çıkışımızın sekseninci senesi, Sultan Murad Hüdâvendigâr zamanı. Akıncıların Bosna’ya girmeleri ile beraber Ülke’nin Kralı’nı haraca bağlamaları bir olmuştur. (1380) Ancak Kral haracı ödemeyince de Rumeli Beylerbeyi Kara Timurtaş Paşa, Bosna topraklarının bir kısmını fethetmiş (1384), Fatih Sultan Mehmet de Bosna Krallığı’nı ortadan kaldırarak, Ülkenin tamamını Osmanlı Devleti’ne katmıştır. (1463) Hersek de fethedilip (1483) Bosna’ya katılmış, Bölge evvela “Bosna Beylerbeyliği” sonra da “Bosna- Hersek Eyaleti” haline getirilmiştir (1583). Fethedilerek vatan ittihaz edilen bütün yerlerde olduğu gibi, Bosna’ya da Anadolu’dan ve yurdun diğer bölgelerinden Türk Aşiretleri ve aileleri getirilip iskân edilmiştir. Hırvat, Sırp, Slovan gibi çeşitli Milletlerden olan yerli halk, Osmanlı Devleti’nin âdil ve müsamahalı idaresini hemen benimsemiş ve kitle halinde İslâmiyet’i kabul etmeye başlamışlardır. Türk aileleri ile kaynaşan bu mühtediler, “Boşnak” olarak adlandırılan eski teb’amızdır. 16. ve 17. Yüzyılların sonuna kadar bölgenin mülki ve askeri makamları Boşnaklardan oluşmuştur. Bosna- Hersek Vilayetimizin büyük bir özelliği de 17. Yüzyıl sonuna kadar, Devletimizin kuzeybatı sınırlarını aksaksız korumuş bulunanların da Boşnak Tımarlıları olmasıdır.  Bosna, Tarihinin ilk felâketine; Viyana bozgunumuzdan (1683) sonra uğramıştır! Avusturya Prensi Ojen, Bosna’ya saldırmış Saraybosna’ya girmiş, Boşnakları boğazlamış, Şehri yağmalamış, Müslüman mahallelerini de tamamen yakmıştır!.. (1697) Bosna, ikinci felâketi arka arkaya uğradığımız mağlûbiyetler ile aktine mecbur kaldığımız Besarofça Antlaşmasıyla, Bosna Eyaletimizin Avusturyalılara terkidir. (1718) Çok şükür ki Bosna’nın bu esâret felâketi 20 yıl sürmüş, Bosna’mız anlaşma ile geri alınmıştır. (1731) Bosna’nın uğradığı üçüncü felâket, 93 Harbi (1877-1878) ile Ruslara mağlup ve perişan olmamız üzerine, Batı Devletleri ile imzaladığımız “Berlin Muahedesi” ile Bosna’mızı geçici namı altında Avusturya İmparatorluğu’na terketmemizdir! (1878) Bu “geçici” namı altındaki terk sonun başlangıcı olmuş, İkinci Meşrutiyet’i ilânımız üzerine, memlekette başlayan siyasi çekişmeleri fırsat bilen Avusturya Devleti, Bosna- Hersek’imizin “ilhakını” ilân etmiştir! (1908) Böylece bu 524 senelik vatan parçamızı da kaybetmiş olduk! Bosna- Hersek Beylebeyliği’nin ilân edildiği yıldan, Avusturya idaresine geçene kadar dokuz Boşnak Sadrazam olmuş, yirmi altı Boşnak Valiliklere geçmiş, pek çok Boşnak da din ve ilim adamı, askeri kumandan, sanatkâr olarak Türk kültürüne önemli katkılarda bulunmuşlardır. Bağımsızlık ilân eden bu Cumhuriyetlerden, sadece Bosna Müslüman’dır. Batı’nın, İslâmiyet’in zuhurundan beri bitmeyen ve azalmayan korkunç İslâm düşmanlığı,  burada da kendini göstermiş, Müslüman olmayan diğer Cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını tanırken, Bosna’yı yok farz etmeyi tercih etmişlerdir! Batı devletlerinin “İslâm düşmanlığını” çok iyi bilen ve Balkanların vahşi insanları arasında sayılan Sırplar, fırsattan istifade ile Bosna’yı ve Bosna Müslümanlarını ortadan tamamen yok etmek için harekete geçmişlerdir! Mayıs 1992’den beri devam eden korkunç katliamlar, tecavüzler, meskenlerin yıkılmaları ve Engizisyon devrinin facialarını gölgede bırakacak hareketler, bütün dünya kadar bizim de gözlerimizin önünde cereyan ediyor! Gazetelerimize bu olaylar başladığından beri akseden “dünya görmüyor mu, insanlıktan utanmıyorlar mı, bunlarda vicdan yok mu” gibi, hayret ifade eden yazıları görüyoruz! Şaştığımız husus; Devletimizi idare edenlerin de aynı hayret ifadelerinde bulunmaları ve “muhakkak bir şeyler yapılmalıdır” demeleridir! Asıl şaşılacak husus, bu ifadelerdir. Zira bütün mesele, Batı Hıristiyan Âlemi’nin, Avrupa’nın göbeğinde bağımsız bir Müslüman Devlet’in ortaya çıkmasını istememeleridir. Batı buna karşı her türlü çareye başvurmaktadır. Ambargo koyar, fakat bu ambargo sadece Müslümanlara uygulanır! “Barış Gücü” gönderir, bizim ve diğer İslâm Devletleri’nin kayıtsızlığı yüzünden, Barış Gücü’nü teşkil ederken, kaidesine uyup bize ve diğer İslâm Devletleri’ne Barış Gücü’ne katılmak isteyip, istemediklerini sormadı! Bizim mübarek Hariciyemiz de bu kaidenin ya farkında değil veya o da aldırmadı! Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu, ağır silahların Barış Gücü’ne teslim edilmesi kararını verdi. Ama o gün bugün Sırplar, en ağır silahlarla bombardıman ve katliamlara devam ediyorlar!.. Birleşmiş Milletler aldırmıyor! Sebep; ağır silahların hedefi Müslümanlardır!..”

Üç ana bölümden oluşan kitabın Birinci Bölümü: “Bosna’da Sırp vahşeti,” İkinci Bölümü: “Türk Basınından Fotoğraflarla Bosna’da Sırp vahşeti,”  Üçüncü Bölümü: Belgeler Işığında, Osmanlı Devleti İdaresinde Bosna Hersek” ana başlıklarını taşımaktadır.

Tarihçi, Araştırmacı, Yazar M. Emin Gerger, “Bosna’da Sırp Vahşeti ve Aliya İzzetbegoviç”adlı kitabında, Sırpların Bosna Hersek’te Boşnak Müslümanlara karşı yaptıkları insanlık dışı soykırımı, cinayet ve vahşetleri, Avrupa Ülkelerinin ve Birleşmiş Milletlerin bu vahşete nasıl destek olduklarını, Boşnak Müslümanların lideri ve Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in Sırplara karşı Boşnak halkıyla birlikte nasıl kahramanca mücadele ettiğini, Osmanlı Devleti idaresinde Bosna Hersek’in nasıl yönetildiğini, fotoğraf ve Belgelerle ortaya koyuyor. Kitap, herkesin mutlaka okuması gerekli önemli bir başucu kitabı durumunda..  

İletişim: megerger@hotmail.com/Gerger Yayınları-Tel: 0532. 5226164