Bir tarafta Ramazan ayının maneviyatının ruhlarımızda oluşturduğu sekineti yaşıyoruz.
Diğer tarafta Gazze'de yaşanan soykırımı durduramamanın öfkesini yaşıyoruz.
İşgalci İsrail'in işlediği cinayetler, yaptığı sistematik işkenceler ve dünyanın gözü önünde bir halka uyguladığı soykırım ruhlarımızda derin yaralar açıyor. Bu kadar da olmaz dediğimiz ne kadar insanlık suçu varsa soykırımcı İsrail bu cürümleri işlemeye devam ediyor.
Gazzelilere yapılanlara bakınca İstiklal Şairimizi Mehmet Akif'in şu dizeleri dilimize geliyor:
Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?
Mahşerde mi biçarelerin, yoksa felâhı!
İşgalci İsrail ordusunun, 160 gündür sürdürdüğü soykırımda 31 bin 341 kişi katledildi. Yaralananların sayısı 80 bine yaklaştı. Şehit edilenlerin 20 binden fazlası kadınlar ve çocuklar. Savaş suçu bombalarla yaptığı katliamlar yetmiyormuş gibi Filistinlilere gıda ve su gitmesini engelleyerek yeni insanlık dramlarının yaşanmasına neden oluyor işgalci İsrail.
İşgalciler Filistinlilere yönelik geniş çaplı kıyım yapıyor. Üniversiteler, okullar, ibadethaneler, mezarlıklar, hastaneler, nüfus ve tapu kayıtları gibi her şey yok ediliyor. Gazzeliler açlıktan ölmesinler diye havadan yapılan yardımları almaya giden insanların üstüne bomba yağdırılıyor. Bu nasıl bir zulümdür Allah aşkına? Bu nasıl insanlıktan çıkmaktır. Bu nasıl bir utançtır?
İşgalci İsrail 1947 yılından beridir bu suçları işliyor. Ancak 160 gündür işlediği suçlar İsrail gibi bir devletin dünyanın en büyük tehdidi olduğunu çok açık şekilde tüm dünyaya gösterdi. İnsanlığın barış içinde yaşaması bu Siyonist anlayışla mücadeleye bağlı olacak.
Devamı: https://www.aksam.com.tr/yazarlar/tarkan-zengin/sekinet-ve-ofke/haber-1457824
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.