İnsanlık yorulmuştu ve var gücüyle Amerika’yı suçluyordu doğduğumuzda, biz de onlara katıldık. Haklıydık, Amerika hep çok şirret, hep çok sevimsizdi. Aşk derler ya nefretle başlar. Bir Amerikalıyı çok sevdik, güçlü, dürüst, besbelli serseri ama en çok da adaletliydi. Dünya külliyen adalete muhtaçtı. Ve o her coğrafyadan adalet namıyla bildiğimiz insanlarla el sıkıştı. Fidel Castro, “At bakalım şuraya bir yumruk” diye yanağını uzattığında, “Seni Amerika deviremedi, ben nasıl devireyim” diyerek tüm devrimcilere selam etti. Malcolm X’in dostu, ringlerin halk adamı, Amerika’nın bir tanesi, titreyen ellerine bile meftun bugünün dünyası. Sen giderken son dini kült bir iyilik olarak tanıttın Amerika ve diğer kıtalara.
Sen Amerikalısın, seni tanıdık… Tarih Cassius Muhammed Ali’yi tüm zamanların en iyi boksörü olarak yazdı, bu yüzdendir ki 24 saati deviren ölüm haberi hâlâ tüm basın ve sosyal medyayı sallamakta ve kimse klişe bulmuyor bu haykırışları zira adaletli bu ömür karşısında yas tutmayacak hiçbir görüş, zihniyet ve inanç yok, dünya henüz bu kadar iyi hamd olsun.
Dans et şampiyon
Yumruklarının müptelası olduğumuz Muhammed Ali ile iki nesil geçti yalan dünyadan… Hayat her bizi yıktığında Muhammed Ali bir yumruk attı diyerek ayağa kalktık. Biz amatör boksörlerin çocuklarıydık ve kum torbalarını es geçen ellerimize babalarımız “Muhammed Ali’nin kızı da boksör, salla yumrukları, dans et, sol sağ sol” diye savunmayı öğretti. Sadece boks yaparken dans eden çocuklar olduk. Saniyede kaç yumruk atılırdı, zenciler ne muhteşem adamlardı bilirdik ve Muhammed Ali çoktan yaşlanmış, Parkinson hastalığına yakalanmıştı, kimin umurunda; gözlerimiz Müslüman bir zenci görmüştü yumrukları konuşan…
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/mercek-alti/24260/toplanin-iyi-ve-adil-insanlar-yas-vakti-sampiyon-oldu



































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.