• İstanbul 15 °C
  • Ankara 17 °C

Travmatik Kürt Kuşağı

Namık AÇIKGÖZ

Aslında bugünlerde Prof. Dr. Celal Şengör’ün “Dışkı yemek işkence değildir” diyerek yediği halt üzerinden bir yazı iyi giderdi de, öyle lağımlık haltlarla uğraşmaktansa, Güneydoğu’daki hendek-barikat lağımcılığına soyunanları yazmakta fayda var.

1984’ten beri süren PKK terörü, silahlı propagandaya rağmen yörede pek taban bulamamıştı.  Bazı yörelerde nispeten halkı yanına çekmesine rağmen, blok halinde kitle desteği hiç olmamıştı. Son zamanlarda, gerek yörede ve gerekse yöre dışında bazı desteklere sahip olduğu görülüyor. Yörede, şehirleri terk eden halka rağmen, oralarda kalıp PKK’ya destek olan bir kitle var ve bu kitle en çok kadınları ve çocukları kullanıyor. Çünkü silahın olduğu yerde kadın da çocuk da mağduriyetin sembolüdür. PKK yaptığı bütün vahşete rağmen, kadın ve çocuklar üzerinden güya masumiyet ve mağduriyet propagandası yapıyor ve yöre dışındaki “aptal romantikler” de bunu maalesef yutuyor. Bunlar neredeyse, askerin elinde silah, PKK’lıların ellerinde çiçek şeklinde resmedecekler olayı.  Oysa oralarda insandan bozma lağım faresi kılıklı bir sürü vahşi terörist, yöre halkına zulmediyor. Zulümden kaçanlar, daha güvenli yerlere yerleşiyor. PKK’nın siyasi uzantısı da “Geri dönerseniz ananızı ağlatırız” vezninde konuşuyor.

Çözüm sürecinde, yörede silah gücünü pek göstermeyen devletin bu tavrı karşısında, oralarda PKK destekçisi olmayan büyük bir kitle, kendilerini terk edilmiş olarak gördüler ve büyük bir ümitsizliğe düştüler. Tüccar ve esnaf olanlar, Erbil’e çağırılıp vermesi gereken haraçlar kendilerine bildirildi. Haraç vermeyenler ölümle tehdit edildi veya katledildi. Son aylarda gerçekleştirilen operasyonlarla, kendini terk edilmiş hisseden halka bir güven geldi ve bunların büyük bir kısmı, terörize mahallelerden taşındı. Kalanların bir kısmı hâlâ çaresizlikle ne yapacağını bilmiyor. Tabii kalanlardan destek olanlar da var.

Manzara dikkatinizi çekmiştir sanırım. Yıllardan beri PKK zulmüyle hayatları zehir olan Kürtler… Çocukları dağa kaçırılan/götürülen/giden, Kürtler… Haraç veren, Kürtler… Gençleri dağ başlarında çatışmalarda; şimdi şehirlerde ölen, gene Kürtler… Ajan denerek öldürülenler, Kürtler…

“90’lara dönüyoruz” diyen entel-danteller için hava hoş. Onların tuzu kuru. Masa başında klavye gevezeliği yapıyorlar. Şimdi de tutmuşlar, güya hendeklerle barikatlarla sokaklarını, mahallelerini Türkiye’den koruyorlar. 

Bu ahvâl ve şerâit işinde halkın durumu zor. 31 yıldır yaşanan terör ortamı, oralarda yaşayan halkta duygu körelmesine yol açtı. Son 3 yıldan beri yaşanan çözüm süreci esnasında yeşermeye başlayan hayat ümidi, PKK ve uzantısı sözde siyasilerin eliyle birden bire târümâr edildi. Önceki dönemlerde, kepenk kapatma, sokaklara dökülüp polisle düşük düzeyli çatışma dönemi kapandı. 90’lara döndüğümüzü söyleyenlerin şimdi gıkı çıkmıyor. Tabii ölenler, onların çocukları değil.

Hendek-barikat ve lağım (Onlar “tünel” diyorlar ama oralar birer lağım ve içleri lağım faresi dolu.) politikası yöre halkında daha acı travmalar yaşatıyor. Bu politikayı destekleyen dış güçler kına yaksın. Vietnam halkından daha travmatik bir halk yaratılmak üzere. Çatışmalarda çocukları ölen ailelerin yürek yangını, hemen yanı başında Türkiye’ye olan bağlılık ve güven duygusu… Silahı ve tuzak bombalarıyla asker-polis şehit eden çocuğunun eve gelen ölü bedeniyle karşılaşan aileler…

Öbür yandan, asker-polis cenazelerinin geldiği şehirlerde masumiyetini kaybeden duygular… Her şehit cenazesinde,  PKK’ya karşı bilenen duyguların kontrol edilemezliğiyle, Kürtlerle olan duygusal ilişkilerin bozulması…

İktidar, güvenliği ve asayişi sağlamak gayreti kadar bu travmayı da onarma çabası göstermeli; şimdiden planlar programlar yapmalıdır. 

Bu yazı toplam 493 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim