Başbakan Erdoğan'ın Köln ziyareti öncesinde, Alman medyası başta olmak üzere bir dizi gözlemci, bu toplantının Türk-Alman ilişkilerine darbe vurabileceği tehlikesinden bahsetti. O kadar çok bu konu üzerinde duruldu ki, Başbakan daha Almanya'ya gitmek için uçağa binmeden, sanki bir diplomatik kriz kaçınılmaz oldu görüntüsü verilmeye çalışıldı. Başbakan'a gazetelerinden açık mektup yayınlayanlardan, gelişini protesto için Avrupa'nın çeşitli kentlerinde örgütlenerek Köln'e gelenlere kadar, bu geziyi germek için çok şey yapıldı. AncakBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı yirmi bine yakın katılımcı dinledi, neredeyse bir o kadar kişi de dışarıda kaldı. Özet olarak Türk Başbakanı'nın katıldığı bir toplantı, Avrupa'nın ortasında kendisine destek verenler ve muhalif olanlarla birlikte çok geniş kitleleri harekete geçirdi.
Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri yapıldığı hafta sonu öncesi, hiçbir siyasi hareketin böylesi bir toplumsal seferberlik yaratamadığı göz önüne alınırsa, AB ülkelerinin içinde bulundukları siyasi durağanlığın boyutları daha iyi anlaşılır. AP seçimlerine katılım, 2009 yılı düzeylerinde kaldı, yani yüzde 43 katılım sağlanabildi. Bu düşük katılımın bile daha geri gitmemesinin başarı olarak algılanması, ortalama vatandaşın AB'den ne denli şikâyetçi olduğunu gösteriyor.
Yazının devamı için: http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/gumustekin/2014/05/28/avrupa-parlamentosu-secimleri































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.