• İstanbul 19 °C
  • Ankara 24 °C

Türkiye Yazarlar Birliği 2016 Yıllığı Çıktı

Türkiye Yazarlar Birliği 2016 Yıllığı Çıktı
Son yıllarda Türkiye’ye yönelik uluslararası saldırıların sistematikleşmesi Türkiye’nin zayıflatılmasından ziyade, güçlenmesinden duyulan kaygıyı yansıtmaktadır.

İslâm dünyası Türkiye üzerinden bir varoluş savaşı vermektedir. Türkiye güçlendikçe güçlenecek, zayıfladıkça ortadan kalkacak bir dünyamız var. Ya Arap Baharının bir tarafına eklemlenip İslâm dünyasına “demokrasi” ihraç etmeyi kabul edeceğiz ya da bu zor zamandan kendimiz olarak çıkmayı başaracağız. Her seçenekte dudaklarımızdan Türkiye Tutkal cümlesi dökülüyor. Hepimizi bir arada tutan bu ülke, varlığıyla büyük bir dünyanın yeniden doğuşunu herkese bir kez daha gösterecektir.

Bu şartlar altında edebiyattan, sanattan söz açmak zordur şeklindeki yerleşik anlayış kadar edebiyattan, sanattan uzak bir düşünce yoktur. Edebiyatı steril ortamların lüks uğraşı zanneden bu anlayış can damarlarımızdan, hayati noktalarımızdan ne kadar uzak olduğunu sadece bu yaklaşımla bile ortaya koymaktadır. Edebiyat en büyük atılımlarını “bu şartlar altında” atar. Yazarlar Birliği de bu yıllığı ısrarla bunun için çıkarıyor. Yazarlarımızın büyük bir fedakârlıkla yıl boyunca taradıkları, gözlemledikleri alanlarla ilgili verimlerini bir araya getiren yıllığımızın gidişatımıza ilişkin bir tartışma açmasını, bir eleştiri ortamı hazırlamasını istiyoruz. Fakat Türkiye’de aktüel siyaset ve evlilik programları dışında hiçbir çaba dikkat çekmeyi başaramıyor. Çünkü kimse eleştiri istemiyor. Edebiyat kadar büyük ve sağlam bir eleştiri, bir kavrayış yoktur.

Bir ülke ancak eleştiriye verilen değerle adım atabilir, yaşayabilir. Eleştiriyi dışlayan her yapı çöker. Sahteleşir. Eleştirinin köreldiği yerde ancak kötülük üreyebilir. Türkiye’nin Osmanlı’dan süregelen uzun tarihinde bizi zaafa düşüren temel sorun eleştiri eksikliğidir. Eleştiri yoksa doğru iş yoktur. Eleştiri yoksa sağlam irade de yoktur, sağlam adam da yoktur. Bu durumda hiçbir medeniyet çerçevesi hiçbir ülkeyi kurtaramaz. Adam öncelenmedikçe medeniyet bir işe yaramaz.

Eleştiri laf saymak değildir. Eleştiri hakikat uğruna savaşmayı gerektirir. Millet, memleket söz konusu olduğunda “kural”ı öncelemeyi gerektirir. İyiyle kötüyü, siyah iplikle beyaz ipliği birbirinden ayıran aydınlıktır eleştiri.

Kimseyi, hiçbir yapıyı eleştiremiyoruz; çünkü “can havliyle” yaşıyoruz. Fakat Türkiye’nin radikal bir şekilde düze çıkabilmesi için en çok eleştiriye, hakikate sadakate ihtiyacı var. “Can havliyle yaşamak” meselesi elimizi kolumuzu bağladıkça gün gelecek günü kurtarmak da yetmeyecek. “Dur şu fırtına dinsin”, “Biz bu işi içimizde çözelim” yaklaşımları sadece kötülük tohumları ekmeye yarıyor. “İçimizdeki İrlandalılar”ın sevdiği ortamlar bunlar. Bunların işlerini yürütebilmek için neye ihtiyaçları varsa, bizim yok. Bizim eleştiriye ve birbirimize ihtiyacımız var.

Biz birbirimize, ülkemize ve insanımıza duyduğumuz ihtiyacın göstergesi olarak karşınıza yine dolu bir içerikle çıkıyoruz. Prof. Dr. Murat Yülek, Ekonominin, Ercan Yıldırım zorlu bir süreç ve peş peşe iki seçimin yaşandığı yılın Siyasetini yazdı. Prof. Dr. Mehmet Evkuran, Dinî Hayatımız başlığı altında değerlendirilebilecek temel tartışma ve yaklaşımları, Ahmet Varol ayrıntıya inebilecek derecede yakından tanıdığı İslâm Dünyasını, Dr. Ali Özgün Öztürk, ancak büyük bir merceğin tarayabileceği bir yetkinlikle Türk Dünyasındaki gelişmeleri ele aldı.

Aşkar yönetmeni İdris Ekinci Şiir bölümünde edebiyat dergilerini değerlendirdi. İdris Ekinci, “İdris Ekinci Şiir” adlandırmasını hak edecek çalışkanlığının karşılığını Türk şiirinden alacaktır. Değerlendirmesinin sonunda yıl içinde yayımlanan şiirlerden bir seçki yaptı. Son dönemin büyük ustalarından Necip Tosun hikâyemizin bir yılını inceledi. Hem yıl içinde yayımlanan hikâye kitaplarını eleştirdi, hem de yayınları ve olayları listeledi. Funda Özsoy Erdoğan ve Duygu Aksoy, okumanın ve yazmanın en çok emek ve zaman gerektiren alanını; 2015 yılı Türk romanını yazdı. Bütün saygımızla bu ağır işin üstesinden gelen yazarlarımıza teşekkür ediyoruz. İbrahim Ulvi Yavuz, yine yıl boyunca yayımlanan romanların listesini tuttu.

İbrahim Demirci “Dil” bahsinde özensizliğimizi yüzümüze vurmadan ortaya koyan son derece öğretici bir tavır sergiledi. Hüseyin Akın’ın “Deneme” bölümünde yazdığı yazılar ileride bu alanın birikimi ortaya konurken başvuru kaynakları arasında gösterilecektir. Atakan Yavuz, en çok sabır ve araştırma gerektiren “Eleştiri” alanında kuyumcu titizliğiyle dolaştı. Hem eleştirimizin genel durumuna ilişkin temel yaklaşımını ortaya koydu, hem de bu alandaki yayınları tanıttı.

Mustafa Baki Efe, ülkemizin en kıymetli bilim adamlarından Prof. Dr. Mustafa Kara ile hayatını ve eserlerini adadığı temel felsefesini konuştu. Ortaya çok kıymetli bir söyleşi çıktı. Nesillerin Mirasında sizleri bekliyor.

Nebahat Konu Yılmaz, müzik gibi çokça yayının yapıldığı bir alanı üç yıldır; 2014’ten bu yana büyük bir sabırla yıllığımız için takip ediyor. Bu sadece uzmanlıkla, hatta müziğe duyulan sevgiyle açıklanabilecek bir durum değil. Sayın yazarımızın ciddiyet ve disiplinine duyduğumuz saygıyı huzurlarınızda ifade etmekten mutluluk duyuyoruz.

Yıllardır “Sinema” bölümümüze katkı yapan değerli yazarımız Gülcan Tezcan bir bütün olarak sinema dünyasını ortaya koyan yazısında kalitenin düşmeye başladığını sebepleriyle birlikte ortaya koydu. Televizyon bölümünü yazan Kerime Yıldız, yerli dizilerin çözülmesi gereken bir ülke meselesine dönüşmek üzere olduğunu gösterdi. Murat E. Kılıç oldukça hareketli bir yıl yaşayan basını, kendi içindeki hareketliliğiyle birlikte, attıkları manşetler ve temel meseleler karşısındaki tavırlarıyla ele aldı.

Bu yıl Dergiler bölümünü Ulvi Kubilay Dündar, Yağız Gönüler, Ümit Güçlü, Muhammet Safa Karataş ve Selçuk Küpçük yazdı. Edebiyat dergilerimizi nesnel bir yaklaşımla değerlendirmeye tâbi tutan yazarlarımızla yelpazemiz ve ufkumuz genişledi.

Bu yılın bizim açımızdan sürprizi yıllıktaki Çocuk Edebiyatı bölümüdür. Uzun bir aradan sonra bilimsel disiplin tanımını hak edecek bir yazıyla bölümün yıllığımızdaki yerini almasından büyük bir mutluluk duyduk. Bu alanın ülkemizdeki en yetkin isimlerinden biri olan Dr. Tacettin Şimşek’in, çocuk edebiyatını bütün gelişmeleri ve sorunlarıyla değerlendiren, günümüz çocuk edebiyatı bağlamında ayrıntılı çalışılmış bir rapor niteliğindeki yazısı başta okuyucularımız olmak üzere konuyla ilgili herkes için vazgeçilmez bir kaynak hükmünde.

Folklora verdiği emekle bu alanın yılmaz savunucusu olmaya devam eden Ahmet Şenol, Folklor bölümünü yazarken, alanında tek isim sayabileceğimiz İbrahim Ulvi Yavuz, 2015 yılının olaylarını ve kayıplarını kaydetmeye bu yıl da devam etti.

Daha iyi, daha dolu bir içerikle tekrar karşınıza çıkmak ümidiyle,

Türkiye Tutkal.

Bu haber toplam 2726 defa okunmuştur
  • Yorumlar 1
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim