• İstanbul 15 °C
  • Ankara 17 °C

Türkiye’nin makus tarihine itiraz eden adam da göçtü…

D. Mehmet DOĞAN

Memleketin son dönem öncü karakterlerinden Mustafa Çalık da göçtü. Türkiye’nin makus tarihine yüksek sesle itiraz eden adamdı!

Tanışıklığımız 1970’li yılların sonlarındadır ve bir tesadüf neticesidir. İstanbul’da Sahaflarda, o sıralar meşgul olduğum işle ilgili kitapları araştırırken başka kitap meraklıları ile karşılaşmak tabiidir. DPT’de çalışıyordu, Yahya Kemal’den gürül gürül şiirler okuyordu. DPT’de bir edebiyat ve şiir meraklısı o zamanlar için nadirattandı, bu yüzden hatırımdan çıkmadı.

Daha sonra Ankara’da bazı tesadüfler oldu. Asıl 1980 darbesine maruz kalan esası “ülkücü” olmakla beraber daha geniş bir yelpazeden okur yazarları bir araya getirdiği Türkiye Günlüğü dergisi onu zihnimize kazıdı. Polemik de bu dönemin ürünü bir dergi idi.

Mustafa Çalık’ın 1970’lerde yetiştiği fikir zemini, zaman içinde silikleşti, buna rağmen hayli geniş bir kitle bu silik zeminde kendini ifade etmeye devam etti. Mustafa bu silik zeminde kalacak birisi değildi, kendi fikir zeminini oluşturdu. Kitap telif etmekten çok, bu zemini güçlendirecek çalışmaları tercih etti. Hem dergi hem Cedit Neşriyat bu manada büyük hizmetler gördü.

Onun Erol Güngör ve Nevzat Kösoğlu çizgisinde sürdürdüğü fikrî faaliyetler, bir zamanlar birlikte olduğu, aynı düşünce ve fikriyatı paylaştığı kişiler ve kesimler tarafından hoş karşılanmadı. İki binli yıllarda eski fikir zeminindeki düşünce boşluğunu, hazır kalıp rejimci malumat hızla doldurdu. “Milliyetçilik” atatürkçüleştikçe seviye kaybetti. Milliyetçiliği, resmi ideolojinin aracı haline getirenler, yani bu zeminde kalanlar Mustafa’ya düşman oldular.

Zamanın birinde “sosyal medya”dan bir iki paylaşım yaptı. Bu paylaşımlara akıl almaz tepkiler bu kesimden geldi. Tabiî seyrinde bir fikir ve hareket geçmişi olan, hizmetleri asla yok sayılamayacak Mustafa Çalık gibi bir eğilmez karakter neredeyse ihanetle itham ediliyordu.

Bu sonradan olma “ülkücü”lerin karın gürültüsünden öteye gitmeyen içi boş lafları karşısında Mustafa’ya destek sadedinde bazı mesajlar yazdım. Tabii biz de bu cehalet kumkuması saldırganlardan nasibimizi aldık. Bu tamamen hasbi tavrımızın Mustafa Çalık’ı hayli memnun ettiği anlaşılıyor. Bir süre sonra telefonla aradı. Epey uzun bir mükaleme yaptık. Bütün yakın dönem fikir tarihimizi, mücadele zeminlerimizi konuştuk. Fikirsiz milliyetçiliğin yol açtığı bayağılaşmadan söz açtık. Ve hali pür melalimizle dertlendik. “Ülkücülük” içi boşaltılmış, birçokları için kullanışlı bir etiket haline gelmişti. Artık “ülkücü” denilince sahih bir karakter hatıra gelmiyordu.

Mustafa’nın Ankara’da ikamet etmediğini o zaman öğrendim. Ziyaretine gitmek uzun boylu halleşmek istiyordum. Fakat hayli uzakta, köyünde yaşıyordu. Başka uzun telefon konuşmalarımız da oldu. Veteriner bir hanımla evlenmişti, köyde hayvancılık yapıyordu, bu durum, köye dönüşleri teşvik etmiş, terkedilmiş köyü canlanmıştı. Bu yuvaya dönüş onu mutlu etmişti.

Ben de yolum o taraflara düştüğünde ziyaretine geleceğimi söyledim. Bir süre sonra böyle bir fırsat da zuhur etti. Bayburt’ta bir toplantı vardı, kalabalıktık, vakit de dardı. Yani köye gitmemiz zordu, onu aramam halinde davetine icabet imkânsıza yakındı, onunda köyünden çıkıp gelmesini doğru bulmadım. Başka bir fırsat çıkar diye umdum.

Hayatta tekrar yok, maalesef bir daha böyle bir fırsat zuhur etmedi.

Bir tavır adamı olarak Mustafa Çalık, bir sürü silik ve sinik karakter arasında sözünü dosdoğru söyleyen, şundan bundan çekinmeyen, tabulardan korkmayan bir şahsiyet olarak tebarüz etti. Ölü toprağı serpilmiş memleketin üzerinde bu toprağı kaldırmaya çabaladı.

“Hüma kuşu yüksekleren seslenir” onun çok sevdiği, hatta söylemekten hoşlandığı bir türkü idi.

Hesap kitap gözetmeden yapması gerekenleri yaptı, söylemesi gerekenleri söyledi. Ve geleceğe gür bir seda bıraktı.   

adsiz-066.png

Bu yazı toplam 114 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 2
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim