Program, ASBÜ Rektörü ve Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, ASBÜ Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Çevik, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Münire Kevser Baş'ın açılış konuşmalarıyla başladı.
Programın açılış konuşmasında Arıcan, felsefenin tüm disiplinlerin temelinde olduğunu vurguladı. Düşünce tarihinin geçmişten günümüze ve geleceğe doğru devam eden bir ırmak olarak düşünülebileceğini ve ancak yazılı metinlerin kalıcı olabildiğini ifade etti. Bununla birlikte felsefenin sadece okumakla bitmeyeceğini söyleyerek kelime ve kavram bilgisinin felsefedeki öneminin altını çizdi. Okumalarla hasıl olması umulan felsefi bakışın, rasyonel olmak, tutarlı olmak, objektif ve şumüllü olmak gibi özelliklerinin yanı sıra mantık ilkelerine de sahip olmak gerektiğini ifade etti.
Arıcan sözlerine, bugün Sokrates'i Platon'u, Aristo'yu okurken aslında onlarla konuşuyoruz, dertleşiyoruz; onlarla buluşma sağlıyoruz, metin okumak biraz böyle bir hâl, diyerek devam etti. Bu anlamda okumaların bir farkındalığa vesile olacağını ve memnuniyetini dile getirdi.
Gülfem Akyıldız, Sokrates'in Savunmasından önce Sokrates'i analiz etmemiz gerektiğini dile getirerek sözlerine başladı.
Akyıldız, Sokrates'in ölüm konusunda bir korkusu olmadığını, ölümü bir kurtuluş olarak gördüğünü; onun değer anlayışında bilgi, etik ve kişinin elde ettiği tecrübelerin yer aldığından bahsetti.
Sokrates'in mesajı; soruların dışarıda, cevapların ise bizim içimizde olduğudur. Sokrates'in Savunması'yla ilgili bir mihenk taşı olarak, biz felsefecilerin inandığımız doğruları ölüm pahasına da olsa savunmamız gerekir, diye düşünüyoruz. Bir başka alandan birisi bu savunmayı okuduğu zaman en başta örnek alınabilecek husus budur.Diğer taraftan söz konusu savunmaya haklar ve ceza hukuku noktasından bakılırsa, mahkemede bir diyaloğun soru ve cevapların olması dikkat çekicidir.
Savunmada bizler çok büyük dersler çıkarabilmeliyiz. Bizim aslında yaşam felsefesi haline getirmemiz gereken mihenk taşları söz konusudur, diyerek sözlerini bitirdi.
Sözü teslim alan Rabia Nur Akmaz ise, Sokrates'in, felsefenin yönünü insana ve özellikle erdemli bir hayata çektiğini ifade etti. Sokrates'in Savunması'nın felsefe tarihi içindeki önemine, özellikle yöntem bakımından nerede durduğuna değindi. Akmaz, savunma, "filozofça bir yaşam" veya "felsefi bir tutum" için örnek bir metin olmuştur, böylesi bir tutum Sokrates'in hayatında tecessüm etmiştir, diyerek sözlerini devam ettirdi. O, sokratik-diyalektik yöntemiyle muhatabına sorular sorarak düşünmesini sağlar. Ona göre kişi, kendi içinde hakikati keşfedebilmelidir. Bilgiyle eylemin buluştuğu “Bilgelik” dikkat çektiği önemli bir husustur. Buna “Hikmet” de der.
Sokrates, erdemli bir hayat için mücadele gerektiğini; cesaret, güçlü bir irade, doğruluk ve kararlılık konularıyla birlikte vurgular. Akmaz sözlerini, Sokrates, kendi dönemi için fark ettiği boşluğu kapatma gayretinde olmuştur, bu anlamda bugün de bize örnek olmaya devam etmektedir, diyerek noktaladı.
Program katılımcılardan gelen soruların yanıtlanması ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.