Yazarlar Birliği Yıllığı 2019 Çıktı

Tarihinden devraldığı rol ve varoluş dinamiği Türkiye’yi diri tuttuğu ölçüde Türkiye saldırıya uğruyor; Türkiye, tarihi ve varoluş dinamiğiyle güçlendikçe saldırılar da güçleniyor. Koşutluk hiç bozulmuyor.

Türkiye son yıllarda izlediği siyasetle her anlamda bir büyüme ivmesi yakaladı. Gittikçe kendine gelen, güçlenen bir Türkiye var. Hem Batı’ya rağmen, hem Batı doğrultusunu paylaşanlara rağmen. Garplılaşmanın neresindeyiz tartışmasını da, muasır medeniyet masalını da yıktı Türkiye. Artık yeni, Güneşli Günlerin Eşiğinde bir Türkiye var. Türkiye’yi kalktığı koltuğa geri oturtma işlemlerini adresine iade eden bir Türkiye var. Türkiye’yi terbiye etme yöntemleri Türkiye’ye sökmüyor artık. Tam aksine, dışardan yumruk yedikçe içerde motivasyon yakalıyor. Dışardan yediği her yumruğu içerde enerjiye dönüştürebiliyor. Emin adımlarla kendisi kalarak büyüme yolunda ve hedeflerine doğru ilerliyor.

Türkiye kritik zamanlardan geçiyor. Son yıllarda hangi alan mercek altına alınsa kritik durum tespiti yapılıyor. Türkiye kritik durumu yönetebildiği, bu süreçten açık açık “başarıyla”, “galibiyetle”, “zaferle” çıkabildiği ölçüde Büyük ve Bağımsız Türkiye’ye dönüşecek. Kritik durumdan “başarı”yla çıkma şartı ülkeyi yöneten Büyük Mekanizmayı sadece siyasete havale eden yapısal sorunun çözülmesidir. Türkiye’de ne taraftan nereye bakarsanız bakın sadece siyaset görünüyor. Ortada siyasetten başka hiçbir kurucu, işletici, üretici güç kalmadı. Siyaset her şeyi kuşatan ürpertici bir heyula (ana madde) durumunda. Çünkü sadece siyaset kuruyor, üretiyor, pratize ediyor. Siyaset, yapılacak işin teorisini de, pratiğini de kendisi üretiyor. Bu durumda elbette “maliyet” yükseliyor. Siyaset, teorisini pratikte, deneme yanılma yoluyla buluyor. Çünkü siyaseti besleyecek kanallar kapalı, atıl. Siyaseti besleyecek entelektüel akıldan yoksunuz. Aydınlar, üniversiteler, sanatçılar üretmiyor / üretemiyor. Türkiye’de normal, mantıklı bir cümle kurduğunuzda kimse bir şey anlamıyor: Aydınlar üretmiyor. Üniversiteler üretmiyor. Sanatçılar üretmiyor. Neden? Kimse risk almak istemiyor. Herkes enseyi karartıyor. Sadece siyaset risk alıyor. Bu da “maliyeti” yükseltiyor.

Küreselleşme olgusu ekonomiyi rejim yıkan güçlü bir silaha dönüştürdü. Ekonomide dünyadan bağımsız hesaplar iyice zorlaştı. 2018’de Türkiye’de genel seçimler yapıldı. Seçimlerin ekonomiye etkisinden dış piyasaların etkisine kadar ekonomi değerlendirmesini bu yıl Mustafa Acar yaptı.

15 Temmuz 2016’dan itibaren Türkiye AK Parti ve MHP ittifakıyla yönetilmeye başlandı. Sistem değiştiren Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi adı altında bir çeşit başkanlık sistemine geçti. 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Recep Tayyip Erdoğan kazandı. Seçim sonuçlarıyla birlikte yeni sistem hayata geçti. Devlet yeniden yapılanma sürecine girdi. Süreci Yunus Şahbaz yorumladı.

Ahmet Varol, İslâm dünyasından topladığı gelişmelerle 2018’in portresini çizdi. İyi haberlerin gelmediği dünyamızda en önemli çatışmaların, katliamların yaşandığı ülke yine Suriye oldu.

Şiir bölümünü genç şairlerimizden Yunus Emre Altuntaş yazdı. Yıl boyunca izlediği dergilerden hareketle şiirin durumunu tartıştı. Yayımlanan şiirlerden sizler için küçük bir antoloji hazırladı. Antolojisini 2018’de yayımlanan şiir kitaplarıyla, seçtiği mısralarla genişletti.

Hikâye bölümümüzü Necip Tosun yazdı. Tosun’un türe ilişkin toparlayıcı çalışmaları, sanatçı kimliğinin yanına yazdırdığı eleştirmen kimliği dikkatle izleniyor.

İbrahim Demirci dilimizin yükünü çekmeye devam ediyor. Dil bölümünde dilin anlamını fiilen gösteren enfes bir denemesi sizleri bekliyor.

Hüseyin Akın deneme kitaplarının niteliğini öne çıkardı. Modern zamanlarda türlerin birbirine yaklaşmasından, melez türlerden en çok deneme zarar gördü. Akın’a göre deneme türü “kitlesel bir iç dökme”ye dönüşmüş vaziyette. Edebiyatın disipline edici denetiminden uzaklaştı.

Eleştiri bölümü İdris Ekinci’nin ısrarlı çabalarıyla hayat bulmaya devam ediyor. Yıl boyunca yayımlanan eleştiri kitaplarını âdeta kaybolup gitmelerini önlemek istercesine bir araya getirdi, yorumladı.

Müzik artık piyasa, sektör, pazar gibi kelimelerle tüketim başlığı altında bir sanat. Müzik tüketim araçlarına dikkat çeken değerlendirmesinde Münir Tireli, 2000’lerde müzik alanında tüketim araçlarının sürekli değişerek kendilerini yeniden üretmelerine dikkat çekiyor. Tireli’ye göre teknoloji müziği “belirli bir süreliğine kullanılan” bir unsura dönüştürdü. CD devre dışı, albüm satışları düşmekte.

Sinema bölümünü, yıl boyunca yaşanan tartışmaları, festivalleri, sinema salonlarını, gişe filmlerini Gülcan Tezcan yazdı. Panoramik değerlendirmesinde Tezcan YouTube neslinin sinemayla ilişkisine de yer verdi. Dergiler bölümünü İbrahim Eryiğit, Mehmet Kahraman, Şafak Çelik ve Yunus Emre Altuntaş yazdı. Edebiyatımızın kalesi dergilerin 2018’ini değerlendirmeleriyle somutlaştırdılar. Televizyon bölümünde, 2018 boyunca televizyonlarda neleri nasıl izledik? Ekranlardan üzerimize neler boca edildi? Ümmühan Atak Doğan sizler için yorumladı.

Nesillerin Mirasında yazdıkları eserlerle okuyucularına perspektif kazandıran Mehmet Genç ve Süleyman Uludağ’la kıymetli ilim adamlarımızı sizlere daha yakından tanıtmayı, tecrübelerinden yararlanmayı amaçlayan söyleşiler gerçekleştirdik. Türk Dünyasında yaşanan gelişmeleri Sıddık Arslan yazdı. Günlük hayatımızın tarihçisi İbrahim Ulvi Yavuz, Olaylar ve İnsanlarda bir kuyumcu titizliğiyle yine kronolojik bir hat ortaya çıkardı.

Yazarlar Birliğinin yıllığı Türkiye’nin birikiminde bir pay sahibidir. TYB hazırladığı yıllıkla, kültür ve sanat çalışmalarıyla Türkiye’ye katkısını sürdürüyor.