Mustafa Everdi kendini oksuz, temrensiz, mızraksız bir Kara Saltuk olarak tanıtsa da aslında cümleleri birer ok, kelimeleri temren, düşünceleri mızrak… Evet, Sarı Saltuk olmasa da Kara Saltuk. Bilindiği gibi Sarı Saltuk özellikle Balkanların fethinde ve İslamlaşmasında büyük etkisi olmuş gönül sultanlarından. Dervişandan… Sarı Saltuk ahlakın, adaletin, kahramanlığın simge isimlerinden biri olarak yaşadı insanların zihninde. Kara Saltuk da Anadolu’da gönüllerin fatihi oldu… Yunus Emre’nin Taptuk’u…
Mustafa Everdi de Taptukların, Yunusların, Hacı Bektaşların, Ahi Evranların umudunu, adanmışlığını taşımak istiyor bu günlere. Derviş olmanın zor olduğu, dervişmeşrepliğin daha da zorlaştığı modern zamanlarda zor olanın peşinde. Dervişlerin bu dünyayı hiçe sayan, dünyada değerli ne varsa hepsini ayaklarının altına alan o cesur, o devrimci ruhun peşinde. ‘Kelebekler Yürümez’ kitabında “Davalarımız, en güdük amaçlara kurban edilen, mezbahalarda acımasızca kesilendir. En sıradan ihtiyaçların mazeretine sığınan, evlad-ı iyali gerekçe yapandır. Bundan böyle en büyük faaliyetimiz festival, toplantılarımız kermestir. Dilimizdeki otomobil ve elimizdeki cep telefonu. Sahip olduğumuz her şey bizi esir alandır. Gürbüz çocuklardan bu kadar felçli yürekler nasıl üredi?” diyerek tarihin divanında hepimizi derin bir muhasebeye çağırıyor. İstatistiklere kurban edilen iyilik ve erdemler için, insanlar için derinden üzgün. Gönülden gönüle uzanan yolların yerini radarların ve baz istasyonlarının almasından oldukça rahatsız. İnsanımızı silikleştiren, ezen, yok eden bütün mekanizmaların karşısında. Gerçek var oluşun, özün peşinde… Aynı Anadolu dervişleri gibi… Yapay var oluşları, modern zamanların teknik işleyişine, insanların makineleşmesine karşı âdemin özü…
Kendi başına var olabilen, payanda aramayan, birilerine dayanarak var olma biçiminin kof bir var oluş biçimi olduğunun farkına varan, özgür biri Mustafa Everdi. Buna en büyük kanıt ise yaşamı. İstese bürokrasinin üst kademelerinde kendine yer bulabilirdi. O başta serbest avukatlığı, sonrasında noterliği seçti. O şehirden bu şehre dolaşıp duruyor. Ankara’ya otağ kurup rahat rahat oturabilirdi. Cümlelerin vadilerinde azat edilmiş kuşlar gibi hür ve bağımsız… Özgür ama milletine ve ‘kerim devlet’e kayıtsız değil.
Devamı: http://www.dunyabizim.com/Manset/22710/yigit-bir-kara-saltuk-mustafa-everdi.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.